İBDA DİYALEKTİĞİ'NDEN...
- "Parça, bütünün habercisi, sırrı, delili ve sirayet edilenidir. Bir şeyin başka bir şeye sirayet ve nüfûzu, sirayet ve nüfuz eden şeyin, kendisine sirayet ve nüfûz edilen şeyle perdelenmesidir. O hâlde, zamanın gâye noktasına nisbetle tarihî "konjonktür-devre" dilimleri zâhir hükmünde; gâye noktası da ayrı ayrı hakikatleri belirten bu dilimlerin gıdası, "bâtın"ı hükmündedir. İçinde bulunduğumuz asrı İslâm'ın fetih ve oluş-oluş ve fetih dönemi olarak ilân etmek, "zaman hükmü" bakımından İBDA memuriyetinin zâhir ve bâtın ölçüsüyle ifşâıdır da. Bu mânânın şahidi, kaynağı, sirayet ve nüfûz edeni ise, feyiz aldığı mihraka nisbetle "alıcı-verici" rolünde billurlaşan bir hüviyetin mimarisi olarak, Büyük Doğu'dur..."
Sayfa 295 - 8.Levha -Parça, Bütün, Kaos Teorisi- İBDA Diyalektiği'nden, İBDA YayınlarıKitabı okudu
Eğer Türklüğü savunan din adamları, milli münevverler yetiştirmiş olsalardı Türk imparatorluğu parçalanmayacağı gibi, Çin hududundan Viyana kapılarına kadar genişlemiş olan Türk hakimiyeti de tarihe karışmayacak ve yüz milyonu aşkın Türk de Rus'un, Afganlı'nın, İranlı'nın, Çinli'nin çizmesi altında çiğnenmeyecekti. Türk devlet ve bilim adamlan Avrupalılar gibi olsalardı, Alman bilim adamlan, kurmaylan, İkinci Dünya harbinde Rus esaretindeki Türklerin gönüllü ordular yaparak Rus'a ve müttefiklerine karşı savaşta gösterdikleri yüksek dirayet ve kahramanlığın sahibi olan Türkler hakkında yukarıda yazılmış olan hakikatleri dile getirmeyeceklerdi
Reklam
Hakikatler akla kara gibi değildir, vicdanın ve yöntemin ölçüsü, puslu gerçeğe yaklaşmaya yardımcı olur.
Sayfa 111Kitabı okudu
Bizim tarihimiz Batı’da ziyadesiyle çarpıtılmış bir tarihtir. Batı’ya, Batı ilmine, tarihçiliğine karşı saygımız var... Ama onlarda da çok bağnazlık ve hata var, görmek istemezler. Kongre yapar, krallarının mektubunu saklar ve anmak istemezler. Belgelere göre hakikâtleri ortaya atarak niçin bu tarihi düzeltme yoluna gitmeyeyim? Bu milliyetçilik değil, gerçeğe hizmettir.
Sayfa 284Kitabı okudu
HAKİKATLER ASLIYLA İSLÂM'IN...
- "Allah bir şeye OL deyince, o şey olur... Bu âyete nazaran, emir Allah'tan ve oluş kendindendir!" Yokluktan varlığa çıkış serüveni, ezeldeki takdire göre böyle... Bildirdiğimiz husus, ister mistisizm, ister şamanizm, ister mitoloji, ister fizik veya başka bir mahallî idrak mevzuu olsun, ihtiva ettiği hakikatlerin aslıyla İslâm'ın olduğunu göstermektedir: Bir formül olarak söylemek gerekirse, ister kendine isterse kâinata baksın, insan, "bilinen" karşısındadır. İslâm dışında, ister din, isterse ilim yahut varlık kisvesinde olsun, hiçbirinin "bilinen"i konuşmamaktadır. Neticede de buluşlar körün fili tarifi çerçevesinde kalmaktadır. Önce "Mutlak Fikrin Gerekliliği" davası!.."
Sayfa 104 - 105 2.Levha -Suver-i Hayâl âlemi- Holografik Şuur, İBDA YayınlarıKitabı okudu
Hakikatler akla kara gibi değildir, vicdanın ve yöntemin ölçüsü, puslu gerçeğe yaklaşmaya yardımcı olur.
Reklam
678 öğeden 241 ile 250 arasındakiler gösteriliyor.