Yeni yasayla cezalar da ağırlaştırılıyordu. Son dört yılda zaten 238 gazeteci mahkum olmuştu. Yasa çıktıktan sonra bu kervana İnönü nün damadı Metin Toker de katıldı. Ankara Cezaevi’nin parmaklıkları ardında bir gazete bürosundakinden daha çok gazeteci vardı artık...
Bülent Ecevit'in Siyasete Girişi
"1957 yılında biz Harvard Üniversitesi'ndeydik. Bir burs kazanmıştık. Çok iyi olanaklarla üniversiteye gidiyorduk. Ama o yıl erken seçim ilan edildi. Ben bir gazeteci olarak olayları daha yakından izlemek amacıyla Türkiye'ye döndüm. Siyasete girmek hiç aklımdan geçmiyordu. İsmet Paşa girmemi istemiş. Sayın Metin Toker de bu kararda katkısının olduğunu söyler. Kendimi aday buldum. İşte giriş, o giriş..."
Sayfa 28 - Güçlü YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Diyarbakır'ın üzerine yeni bir gün doğuyordu. Türkiye'nin üzerine yeni bir gün doğuyordu. Gericiliğin başı ezilmişti. 1925'te. Ama onu hortlatma çabalarının sonu gelmiş miydi ki?
Sayfa 159
Nitekim Şeyh İbrahim tarafından yönetilen propagandada faliyeti çerçevesinde halka dağıtılan beyannameler de dikkati çekicidir. Basılı olan bu beyannameleri Şeyh Sait hangi makineyle basabilmiştir ki ? Elbette ki bunlar dışarda hazırlanmış ve tüfekler patlayınca asilere ulaştırılmıştır. Bundan başka, sonra hükümet kuvvetleri duruma hakim olup da Şeyh Sait'in adamlarını esir almaya başladıklarında bunların üzerinde üniformaya benzeyen kılıklar görülmüş, ceplerinde yabancı paralar bulunmuştur. Ellerindeki silahların da ecnebi silahı olduğu anlaşılmıştır. O günler bizim Musul dosyasıyla İngilizlerle takıştığımız göz önünde tutulursa, Kürt isyanının arkasında kimlerin bulunduğu daha kolay kestirilebilir.
Sayfa 49
Şeyh Şerif'in adamları meşhur naralarıyla( Sallallahüaleyhüm ) Elazığ'a daldılar. Evvela jandarma dairesini yağma ettiler. Havaya pencerelere kurşun sıkıyorlar, bir dehşet havası yaratıyorlardı. Adeta herkes, bu edepsizler karşısında sinmişti. Asiler hapishanedeki mahkümları serbest bırakınca bunlar da onlara katıldılar ve bu sefer evlerin dükkanların yağmasına geçildi. Camlar, kepenkler kırılıyor, tecavüz vakaları patlak veriyordu. Sözde bunlar din için, Kuran'ı kurtarmak için savaşanlardı.
Sayfa 50
1960'lı yıllar ne Türkiye için, ne de Amerika için "hayırlı" geçiyordu... ABD telaş içindeydi, dünya elinin altından kaymaya başlamıştı. Birleşmiş Milletler'deki ağırlığını her geçen yıl kaybediyordu. 1952 yılında üye ülkelerin yüzde 85'i Amerika'yla birlikte hareket ederken, bu oran 1960 yılında yüzde 56'ya düşmüştü. Güney Amerika,
Sayfa 116 - Doğan KitapKitabı okudu
Reklam
325 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.