"Tayflar!" diye ağladı. "Kanatlanmış tayflar! Kıymetli onların efendisidir. Her şeyi, her şeyi görürler. Onlardan bir şey gislenen Beyas Yüs'e lanet olsun! Onlar da O'na her şeyi anlatır. O görür, o bilir. Ah Gollum, Gollum, Gollum!" Ay kaybolup Tol Brandir'in gerisin de batıya kayıncaya kadar ne yerinden kalktı, ne de kımıldadı.
*** Unutmak da unutturmak da kolay değil o kadar. ***
Sayfa 307 - Can çağdaşKitabı okudu
Reklam
••• Öyle kötü bir duygu ki, geç kalmışlık, eksiklik… •••
Sayfa 297 - Can çağdaşKitabı okudu
Anadolu
Anadolu analarla dolu bir ülke, tabii, muhakkak, ama istatistik olarak başka ülkelerin de farklı olacağını sanmam. Hem binbeşyüz yıl önce memlekete bu adı veren Rumun Türkçeye vakıf olması da zor, gidip Orhon ırmağındaki Bilge Kağan’a sormadıysa. Anatolê Eski Yunanca gündoğumu, yani doğu; Bizans Rumcasında telaffuzu Anatolí. Ana- “yukarı” anlamında edat. Tellô “kalkmak, doğmak”, vurgulu ek alınca tol-. İstanbul’dan bakınca neden bu adı vermişler, belli. Fırat sınırına kadar tüm yarımada “Anadolu” diye bilinir. Ahmet Vefik Paşa sözlüğüne göre Anadoli = “Marmara ve Akdeniz’den Fırat’a kadar olan diyâr; kadimde Küçük Asya.” Kapsama alanının Fırat’ın doğusuna taşması Cumhuriyet dönemi terminolojisidir.
••• Bir şeyler yapmak, yaparken kendi kişiliğini oluşturmak ve yaptığının dışında bir şey olmamak… •••
Sayfa 199 - Can çağdaşKitabı okudu
••• İlk kez kendim gibiyim şimdi! •••
Sayfa 209 - Can çağdaşKitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.