Tolstoy
Görünüşü de onunla ilk defa karşılaşan hemen herkesi önce hayal kırıklığına uğratır. Onlar buraya çok uzaklardan gelmişlerdir, trenle ve Toula'dan sonra da arabayla; şimdi misafir salonundalar, saygıyla evin efendisini bekliyorlar; her biri, insanda saygı uyandıran --etkileyici-- biriyle karşılaşacağını hayal ediyor ve daha şimdiden onu heybetli, tantanalı, efendilere yaraşan upuzun sakallı, uzun boylu, gururlu, devle dehanın tek bir kişide birleştiği bir adam olarak canlandırıyorlar kafalarında. Bekleyişin ürpertisi her birinin omzuna çöküyor. Başları ister istemez, daha şimdiden, bir an sonra görecekleri uzun boylu saygıdeğer ihtiyar efendinin önünde eğiliyor. Sonunda kapı açılıyor işte... Ve ne görüyorlar? Ufak tefek, tıknaz bir adam küçük adımlarla giriyor içeriye, öyle de hızlı giriyor ki sakalı dalgalanıyor; sonra şaşakalmış ziyaretçinin önünde sevimli bir gülümseyişle duruyor. Neşeyle, çabuk çabuk onunla konuşmaya başlıyor; rahat bir hareketle ona elini uzatıyor. Ziyaretçiler, fena halde ürkmüş bir halde, bu eli sıkıyorlar: Nasıl? Bu küçücük sevimli, neşeli adam, -kar gibi beyaz sakallı bu çevik küçük baba- Leon Nikolayeviç Tolstoy mu? Daha önce büyük adamın heybetli görünüşünü beklerken duymuş oldukları ürperti kayboluyor ve cesaretlerini toplayarak yüzüne bakıyorlar.
... XIII cü cildin sansür ediliş nedenini sordum. Kuru ve mekanik bir hareketle bir dosya açtı ve tekdüze bir sesle şunları okudu: «Yaşama dair adlı kitap Saint Synode’un buyruğu ile, Kilise sansürünce yasaklanmıştır. Ne yapmamız gerek adındaki deneme ise, polis yönetimi tarafından yasaklanmıştır. Kreutzer Sonatı’na gelince, en yüce buyrukla yasaklanmıştır.» --- Sansürcüler Leon Tolstoy'un peşinde.
Sayfa 192 - Düşün Yayınları
Reklam
Leon Tolstoy, Günce'sine 1851 de şunları yazmıştır: "Bilinç insanın başına gelebilecek en büyük beladır." Daha sonra, Arsenyeva'ya yazdığı bir mektupta ise: "Üstün zeka insanı tiksindirir" demişti. Bu düşünce, bu büyük yazarın bütün ahlak felsefesine sızmış, büyük sanat eserleri üzerinde de etkisini göstermiştir. Dostoyevski'nin de akılla hiç başı hoş değildi. Bilinç altının korkunç güçlerini, içgüdünün güçlerini dahice göstermiştir ama, zararlı da olmamış değildir: Leonid Andreyev'e göre düşünce insanın düşmanıdır; ayrıca, düşünceyi o bir "şehvet prensibi" heyecanın bir yüzü olarak düşünürdü.
Ortam yayınlarıKitabı okudu
Sanat Nedir? – Leon Tolstoy
Gerçek sanat, günlük yaşama yeni bir duygu sokma sonucunu doğurur ve bu, evli bir kadının duyduğu aşkın, dünyaya yeni bir insan varlığı getirme sonucunu vermesine benzer. Düzmece sanatın doğurduğu sonuç, insanı yozlaştırmak; ona, giderilmeyen bir haz susuzluğu vermek ve tinsel güçleri zayıflatmaktır.
Sayfa 150 - YKY
Herkes dünyayı değiştirmeyi düşünür ama kimse kendini değiştirmeyi düşünmez..." Leon Tolstoy
Leon Tolstoy, Günce'sine 1851 de şunları yazmıştır: "Bilinç insanın başına gelebilecek en büyük beladır." Daha sonra, Arsenyeva'ya yazdığı bir mektupta ise: "Üstün zeka insanı tiksindirir" demişti. Bu düşünce, bu büyük yazarın bütün ahlak felsefesine sızmış, büyük sanat eserleri üzerinde de etkisini göstermiştir. Dostoyevski'nin de akılla hiç başı hoş değildi. Bilinç altının korkunç güçlerini, içgüdünün güçlerini dahice göstermiştir ama, zararlı da olmamış değildir: Leonid Andreyev'e göre düşünce insanın düşmanıdır; ayrıca, düşünceyi o bir "şehvet prensibi" heyecanın bir yüzü olarak düşünürdü. Günümüz yazarlarından yetenekli biri ise şöyle demişti: "Düşünce acı kaynağıdır. Düşünceyi öldürecek kimsenin anısını insanlık şan ve şerefle anacaktır."
Reklam
31 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.