BİLANÇO TABLOSU BİR MUHASEBE
Görüşlerimi toparlamaya hazırlanırken, bu bölümde birkaç noktaya temas etmek istiyorum. Öncelikle, İngilizlerin Hindistan'da yaptıkları her şeyi kötülemek gibi bir niyetim olmadığını söyleyeyim. İnsanoğlunun yaptığı her işte olduğu gibi sömürgeciliğin de olumlu ve olumsuz tarafları vardı. Hindistan'daki bütün İngiliz yetkililer Clive
Sarıkamış...
Ve Sarıkamış... Dağlarını karlar örtmüş Sarıkamış'ın. Her yan beyaz bir bereket gibi. Tepeler koyaklar kardan dümdüz olmuş. Her şeyin şekli, görünümü değişmiş. Toprak, ağaçlar, ormanlar her şey dokuz on metre karın altında kalmış. Dondurucu soğukta çatır çatır direklenmiş buzlar. Ve o korkunç soğukta yan yana, koyun koyuna yatmış kalmış,
Sayfa 175 - Makam Taşları - Osman ŞahinKitabı okudu
Reklam
Aulë'nin eşi, Doğurgan Olan, yani Yavanna'dır. Toprakta yetişen her şeyin sevgilisiydi, onların sayısız biçimlerini tutardı aklında, asırlardır ormanları var eden yüksek kuleler misali ağaçlardan, kayaları sarmış olan yosunlara ve toprakta saklı şeylere kadar. Valar'ın Hanımları arasında Yavanna, saygınlık bakımından Varda ile yan yana dururdu. Kadın biçimi aldığında görünümü şöyleydi: Uzun boyluydu ve yeşil giysiler içinde gezinirdi. Bazen de başka biçimlere bürünürdü. Örneğin bazıları onu cennetin altında bir ağaç olarak görmüşlerdi, Güneş taçlandırıyordu başını, her bir dalından altın bir çiğ tanesi dökülüyordu çorak toprağa ve ürün veriyordu toprak, Ulmo'nun sularına uzanıyordu bu ağacın kökleri ve Manwë'nin rüzgarları fısıldıyordu yapraklarında. Eldar'ın dilinde adı Kementári, Yeryüzünün Hanımı'ydı.
Sayfa 70 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Büyükanası emir verdi: "Elini ayağını bağlayın şu köpeğin." Sonra da hemen caydı... "Yapmayın, incitmeyin benim torunumu," diye yanına geldi. "Dur yavrum, dur kara gözlüm, dur aslanım, dur, çok yoruldun. Vay yavrum, vay benim aslanım, ana başkadır, ana! Analık batsın analık. Bak, oğlum, senin anan da benim oğlumu
Sayfa 45 - YAPI KREDİ YAYINLARIKitabı okudu
OY HAVAR Ben bir ölüyüm. Hisli bir ölü. Vücudum soğumadı henüz. Burnumda iki damla kan. Göz kapaklarım yarı açık. Odamın ortasında gölet. Kan göleti. Karanlık çöktü çökecek. Çok olmadı öleli. Çok mu oldu yoksa? Babaannem dediydi bir keresinde, ölüm karanlık değildir, diye. Odam karanlık. Gölet siyah. Kapıda üç kaba ses yumruk sesi. “Aç
Sayfa 13 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Günler birbirini takip ediyordu. Her gün çeşitli bölgelerin ileri gelenleri heyetler halinde gelip babamı selamlıyorlardı. Burada, İttihat ve Terakki Cemiyeti’ni temsil etmek üzere gelen heyetten de bahsetmeyi unutmamalıyım. Sözkonusu heyet Abdullah Kasım başkanlığında gelerek Cidde’de babamı karşıladı. Abdullah Kasım babama şunları söyledi:
Reklam
11 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.