Evin içindeki her şeye bakmış tek tek.Eşyaların belleğinde kendisinin nasıl bir yer tuttuğunu düşünmüş; çekip gitseymiş hangi çizgileri, hangi sesi ve hangi duruşuyla anımsarlarmış onu?
“Ben kötülük edenle kötülüğe maruz kalana aynı yüz ifadesiyle bakamam, her ikisine de gülümseyemem diyorum size. Bunu yaparsam o zaman da kendi yüzüme bakamam diyorum.”
Bir yandan da tabii, yanıtlarını arardım bu soruların; o kadar çok, o kadar çok arardım ki, yanıt veremeyen kendimi soru soran kendimden kurtarabilmek için sonunda saçma sapan hayaller kurmaya başlardım.