Sıradan bir aşk romanının sayfaları arasında unutulmuş kıytırık bir takvim yaprağının bile, onu oracığa iliştiren insandan daha fazla yaşadığını hatırladıkça eşyanın her çeşidine buğz edesim geliyor.
Hatırası, ardından yazılan bir kitaba konan başlıkla, Son Ülkücü halesiyle çevrelendi. Eski arka­ daşlarından Ahmet Turan Alkan, onun "dost-lider" vasfını kazanabilmiş tek kişi olduğunu; Mümtaz'er Türköne, 1970'lerin artık kimsenin muktedir olma­dığı fedakarlık, cesaret ve idealizmini temsil ettiğini yazdı. Küskün ülkücülerin melankolisi, Muhsin Ya­zıcıoğlu'nun şahsında simgeleşti.
Reklam
-Nerelisiniz? sualine tek kelimelik cevapların verildiği devir geçmiştir: -Annem ...li, babam ...lı ben de ...da doğmuşum ama çocukluğum ...da geçti. Ortayı ...da, üniversiteyi ...de bitirdim. Şimdi de ...ya yerleştik ama!..
Yaşanmaz bu memlekette diyenler ülkeyi yaşanmaz hale getirenlerdir.
*Ahmet Turan Alkan'ın bütün itirazlarına rağmen, tarih milliyetçiler için inanç alanıydı. Seksenli yılların başında Taha Akyol'un Tarihten Güncelliğe isimli kitabında tarihi olan ile dini olan ayrımını görünce tebessüm etmiştim. Zira milliyetçiler için böyle bir ayrım yoktu ki; tarihi olanın kutsallıkla ilişkisi nerdeyse dini olan ile ayni derecedeydi.
Reklam
404 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.