Yaşamında, kendi varoluşu için elzem olan bir şeyin ya da birisinin eksik olduğu hissi. Bazen çok muğlak, karanlık…
Sonsuza kadar..
"Yakınımda olacaksın."
"Evet."
"Yaşlanana kadar."
"Hem de çok yaşlanana kadar."
"Daima."
"Evet, daima."
"Söz veriyor sun, Abollah?"
"Daima, sonsuza kadar."
Kâğıttan bir ağacın altında minik, hüzünlü bir peri buldum. Bir gece rüzgârla savrulan, minik, hüzünlü bir peri tanıdım.
Dünyanın neresinde olursa olsun, bir müslümanın avucuna bakarsanız, çok şaşırtıcı bir şey görürsünüz. Hepsinde aynı çizgiler bulunur. Bir müslümanın sol elinin ayasindaki çizgiler Arapça 81 rakamını, sağ ayasındakiler ise 18 rakamını oluşturur. Seksen birden on sekizi çıkarınca kaç eder.? Altmış üç. Yani, Peygamberimizin öldüğü yaş...
Sayfa 87Kitabı okuyor
Bilmediğim bir şeyi anladım. Dünyanın sizin içinizi görmediğini, derinin ve kemiğin maskelediği umutlarınızı, hayallerinizi ve kederlerinizi zerre kadar umursamadığını. Gerçek işte bu kadar basit, bu kadar saçma ve gaddardı.
Sayfa 330Kitabı okuyor
Sizi selden çekip kurtaran ip, ileride boynunuza dolanmış bir ilmiğe dönüşebilir.
Sayfa 301Kitabı okuyor
"Sen acımasız canavarın tekisin, " dedi Eyüp Baba.
Sen de benim kadar uzun yaşasaydın, zalimlikle yardımseverliğin aynı rengin iki tonu olduğunu anlardın, diye karşılık verdi dev.
Sayfa 12Kitabı okuyor
Geçmiş yaşamının hüzünlü yadigarları, üst üste dizilmişti.
Sayfa 114Kitabı okudu
"İyi şeylerin hiçbiri bedava değildir. Sevgi bile. Her şeyin bedelini ödüyorum. Ve eğer yoksulsan, elindeki tek nakit, kahır çekmektir."
Sayfa 24Kitabı okudu
"Dünyanın sizin içinizi görmediğini, derinin ve kemiğin maskelediği umutlarınızı, hayallerinizi ve kederlerinizi zerre kadar umursamadığını anladım. Gerçek işte bu kadar basit, bu kadar saçma ve bu kadar gaddardı."
Sayfa 330Kitabı okudu