Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yelda
Farsça şeb-i yeldâ “en uzun gece”, 25 Aralık gecesine verilen ad. Şairin dediği gibi, Şebi yeldâyı gammrâ seherî peydâ nîst, “derdimin uzun gecesine bir seher görünmüyor”. Neymiş acaba diye bakınca hayret edecek şeyler öğreniyorsun. Meğer 25 Aralık eski İran tanrılarından Mithra = Mihr’in, yani Güneş’in doğum günüymüş. O zamanki hesaba göre
Alıntı
Polisin kâbusu, yılbaşı geceleridir. Herkesin gülüp eğlendiği, mutlulukla dans ettiği o gece, bizim için korkunç saatler demektir: öğleden sonra başlayıp yeni yılın ilk günü ışıyıncaya
Reklam
-1. Bölüm- Hasankeyf Parvan
Hava sisli, Sisli olduğu denli, yorgun ve bitkindir Hubli, yarı baygın… Bir savaştan dönmededir, bırakarak belleğini savaş meydanlarında… Fil de Hubli gibi yaralı bereli, Taşımaktadır yine de ölgün sahibini…
Leyl, gece demek. Leyla ise kameri ayların son gecesi, çok karanlık gece. O gece ay görünmez, "her yer karanlık"tır. Lügatler bir de "leyle-i leyla'yı kaydetmişler gecenin makamında, çok uzun ve ıztıraplı gece. Mahiyetini astronomi tanımlarıının dakikliğinden ziyade içinden geçip gidenin (geçip gidemeyenin demeli) kalbinin renginden alıyor. Rengini kendinden çok setr ettiği kalbin renginden alan leyle-i leyla, izturapla eş anlamlı. Bu gibi, yılın en uzun ve karanlık gecesi olan şeb-i yelda, ki muvakkit onu 22 Aralık olarak bilir, müneccimle muvakkitten sual edilecek bir bilgi olmaktan çıkar da âşık kalbinden istifham edilmesi gereken bir hale dönüşür: Şeb-i yeldayı müneccimle muvakkit ne bilir Mübtelâ-yı gam olandan sor kim geceler kaç saat Laedri
Yılbaşı Gecesi
"Polisin kâbusu, yılbaşı gecesidir. Herkesin gülüp eğlendiği, mutlulukla dans ettiği o gece, bizim için korkunç saatler demektir, öğleden sonra başlayıp yeni yılın ilk günü ışıyıncaya kadar süren, bir türlü bitmek bilmeyen kanlı, karanlık bir kâbus... Hiç şaşmaz, mutlaka bir vukuat çıkar. Mutlaka birileri ateş eder, birileri bıçağını çeker, birileri birilerini öldürür. Bugüne kadar hep böyle olmuş, bundan sonra da öyle olacaktır. Milletin havalara uçtuğu, sevgiyle eşine dostuna sarıldığı o ışıklı gecede birileri mutlaka birilerinin canını alacaktır, hem de en acımasız şekilde.'
Sayfa 454Kitabı okudu
Atsız’ın Atatürk ve Cumhuriyet hakkındaki görüşleri
Atsız’ın Atatürk hakkındaki görüşleri inişli çıkışlıdır. 1930’ların ilk yarısında sık sık, Atatürk’ü yücelten ifadeler kullanmış, 1950’lerde bazı olumsuz görüşler ileri sürmüş, 1960’tan itibaren de Atatürk’e olumlu gözle bakmış, onu tarihimizin kahramanları arasında saymıştır. Atsız’ın Atatürk, cumhuriyet ve inkılaplarla ilgili görüşlerini tarihî
Reklam
Cemal Oğuz Öcal (1913-1971), İstanbul Erkek Öğretmen Okulunu bitirir (1935). Öğretmenlik yapar. Gazi Eğitim Enstitüsü Pedagoji Bölümüne girer. 3 Mayıs 1944 Turancılık olaylarında Serdengeçti ile birlikte tutuklanır; okuldan kaydı silinir. Berat edince 1947'de öğretmenliğe döner. Heceyle milli, hamasi şiirler yazar. Serdengeçti ile önceden
Nefsi müdafaa ederken ve masumları korurken korkaklık tek günahtır.
Sayfa 328Kitabı okudu
Anılar, sadece beyninde değil aynı zamanda ellerinde kayıtlıydı. Çocuğuna son dokunuşu, yüzüne düşmüş temiz, parlak saçlarını düzeltirken ellerinde kalan son his, narin burnundan soluduğu sıcak nefes hep ellerinde saklıydı.
Sayfa 310Kitabı okudu
28 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.