Bir insan pekçok türlü ölür: Hukuki olarak ölür. Siyasi olarak ölür. Fizik olarak ölür. Psikolojik olarak ölür. İnsanın tam olarak yaşayabilmesi için, bunların hepsinin birden yaşaması gerekir.
"İnsanın bir dili öğrenmiş olduğu üç şeyden anlaşılır," dedi.
"Neymiş o üç şey?" dedim.
Söyledi:
"Birincisi, o dilde rüya görüyorsa. İkincisi, o dilde sevişiyorsa. Üçüncüsü de, o dilde kavga edebiliyorsa."
Asıl sövülecek olanlara, sövülmesi gerekenlere sövüp saysak, polis yakamıza yapışır. Biz de asıl sövmemiz gerekenlerin yerine feleğe söveriz. Bu millet feleğin olmadığını bilmez de mi yatar kalkar feleğe söver, hiç durmaz boyunu feleğe ilenir? Bilir bilmesine... Ama feleğe söverlen, feleğe ilenirken, kime sövüp ilendiğini bilir, yüreğinin ataşını söndürür. İleneceklere ilensek mahkemeye verirler, hapislere atarlar. Millet de yolunu bulmuş; feleğe söver, kadere ilenir, yazgısını yerer. Yüreğin serinletir, biraz olsun erinir.