"Yapısalcılık; bilinçli zihinsel tecrübelerimizi oluşturan en temel unsurlardan olan duyum ve algıların incelenmesidir"
Lacan
İnsanlar edindikleri dille toplumsal olmaktadırlar; bizi özne olarak kuran dilin kendisinden başkası değildir. Bu nedenle birey ile toplumu kesinlikle iki ayrı kefeye koymamamız gerekmektedir. Toplum, her bireyi kendi bünyesinde taşımaktadır.
Sayfa 22
Reklam
"Yapısalcılık sonrası eleştiri kuramlarının, özellikle de yapıçözümcü okuma yöntemlerinin savunucuları tarafından çok sık kullanılan bu varsayıma göre, örneğin metinlerin anlamlarını sınırlandıran ölçütler olmadığını savunan bir epistemolojik yaklaşımın ilerici politik sonuçları var, çünkü okuyucu için daha fazla özgürlük anlamına geliyor". (Irzık-Parla, 2021, s. 54).
Sayfa 54 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
Varoluşçuluk hem bir kafe, hem de üniversite felsefesiydi suni olanla derin bir sezgi taşıyanın sıradışı bir karışımı. Bu karışım, büyümesine hepsinin katkıda bulunduğu; sanatçılar, yazarlar, filozoflar, ve şarlatanlar için aynı seviyede çekiciydi. Bu yönden varoluşçuluk, ilerleyen yıllarda hepsi moda haline gelecek olan davranışçılık, strüktüralizm (yapısalcılık), post strüktüralizm ve benzerleri için uygun bir haberci olduğunu kanıtladı.
Edebiyatta özgünlük, yüzyıllar boyu ne Doğu'da ne Batı'da önemli bir meziyet sayılmışur. Ancak Batı'da romanın çıkışıyla birlikte durum değişmiş, bireyin önem kazanması sonucu sıradan insanların kendilerine özgü yaşamları, yazarlara yeni konular, değişik olay örgüleri aramaya itmiştir. Buna ek olarak, romantikler, sanatçının kendi yaşantısını, kişiliğini dile getirmesini sanatın koşulu sayınca özgünlük bir değer ölçütü olarak kabul edildi. Ne (var) ki yapısalcılık sonrasında, yapıların, daha önce yazılmış yapıtlardan bağımsız, tek ve özgün olamayacağı, her metnin kendinden önce gelen metinlerle ilişkili olduğu (intertextuality) ortaya konuldu. Bir anlamda, metinleri meydana getiren daha önceki metinlerdir deniyordu. Çünkü yazar yansıtmak istediği gerçeklikle baş başa kalamaz, araya girmiş başka metinler vardır ve gerçekçi roman bu olguyu ne kadar gizlemeye, hissettirmemeye çalışırsa çalışsın, yazar başka metinlerin gerçekliği yansıtma yollarını sergilemekten kurtulamaz. Bunu yaparken elbette ki bir yenilik getirebilir, ama yazarın bu katkısı, bu yeniliği bile ancak başka yapıtlarla karşılaştırıldığında meydana çıkar. Çağımızın postmodernist yazarları ise gerçekçilerin tersine, bu olguyu açığa vurmaya, görünür hale getirmeye çalışıyor ve romancıların kullanagelmekte oldukları taktikleri, kurgu mekanizmalarını, konvansiyonları kendi romanlarının konusu yapıyorlar. Romana, dış gerçekliği yansıtan, sosyoloji, ahlâk ya da felsefe alanlarında doğrudan dile getiren bir metin değil, kurmacanın kendi dünyasında oynanan bir oyun olarak bakıyorlar.
Sayfa 98 - İletişim Yayınları, 2. Baskı, 1994, İstanbulKitabı okudu
"Sonuç olarak yapısalcılık, bize doğal çevreyi sevmeyi ve ona karşı saygı göstermeyi öğretir; çünkü bitkilerden ve hayvanlardan, canlı varlıklardan oluşan doğal çevre, insanlığın yaşamını sürdürebilmesi için gerekli herşeyin maddi kaynağı olması dışında, en derin estetik coşkuların, anlıksal ve törel düzlemde de, en yüksek soyut düşüncelerinin esin kaynağı olmuştur."
Reklam
216 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.