Gerçi İstanbul’da şarap içilen pek çok meyhane var, fakat içki içilen bu yerler, han ve sahirede olduğu gibi gece yatmak üzere müşteri kabul etmezler. Meyhaneleri Rumlar ve Yahudiler işletir. İyi para kazanırlar. Türkler meyhane işletmezler, içki içmek onlara yasaklanmış. Ama gizli gizli içer. Türk pek çok. Bilhassa esir alındıktan sonra Müslüman olan dönmeler, yeniçeriler ve diğer savaşçılar bir köşeye gizlenip sessiz sedasız içmeye başlarlar. Zira yakalanırlarsa yalnız onlar değil, diğer müşteriler de dayak yerler. Üstelik de para cezası öderler. Paşanın elleri sopalı yeniçerileri bütün şehri dolaşır, her tarafı ararlar ve ne yapıp yapıp haklı haksız ceza keserek paşaya para tedarik ederler.
2. Mahmud Dönemi ıslahatı
Askeri sorunlarıın üstesinden gelebilmek için onlarca yıl uğraşan Osmanlı İmparatorluğu, 1840'lı yıllara kadar ancak Avrupa devletleri arasındaki çekişmelerden istifade ederek ayakta kalabildi. İlk olarak, Sultan Il. Selim ordusuna bir çekidüzen vermek istemişti; fakat bu girişimi yeniçerileri kızdırdı ve sonuçta 1807`de ayaklanarak hem onu
Sayfa 550Kitabı okudu
Reklam
19.yy Osmanlı Ordusunun durumu
Avrupalılar, Batı dışındaki dünyanın fethine Doğu Avrupa'dan başladılar. 1700 yılında Türklerin Ruslara karşı savunmasının dayanakları Ukrayna'nın viraneliği, Kırım'ın Tatar atlları, Karadeniz'e dökülen nehirlerin kıyılarındaki kaleler ve donanmaydı. Ukrayna'yı harap halde tutmaya devam eden Tatarlar, Ruslar karşısında
Sayfa 509Kitabı okudu
Avrupalılar zengindi, Yeniçeriler ve Sipahiler Avrupa'da yapılan savaşlarda epey mal mülk elde ederlerdi. Hem gittikleri yerler mesafe bakımından kısa ve düzgün olduğundan, savaşlarını daha kolay yaparlar ve sonuç olarak savaşların hep Avrupa'da yapılmasını isterlerdi. Çaldıran'a giderken Yeniçeriler, Yavuz gibi bir cihan imparatorunun çadırına kurşun bile sıkarak isteksizliklerini ortaya koymuşlardı.
Padişahın isteği ile bu iftiraları önleyici fetvalar din adamlarından alındı ise de Nizam-ı Cedid sayesinde mevkiye ve rütbeye kavuşanları çekemeyen itibar düşkünleri, kenarda köşede kaldıkları için, onlar da Nizam-ı Cedid’i kötüleyip duruyorlardı: “Bu askerliği öğrenmiş ve güveni hak etmiş birlikler artar ve eski ordunun yerini tutarsa, biz ekmeğimizden oluruz, artık bize para değil yüz veren bile bulunmaz, Ocaklarımız kaldırılır, açıkta kalırız.” kaygısına düşen yeniçeriler telaştan isyan içindeydiler.
Napolyon, bundan da yılmadı. Osmanlı ordusuna gerektiği ve mümkün olduğu kadar yardımda bulunmak istedi. Fransa araya girmesine karşı yeniçeriler; Nizam-ı Cedid’i güçlendirir diye istemediler, ulema sınıfı ise keferenin yardımı yüzünden “Mukaddes Cihat’ın bozulup ziyan olacağını” ileri sürerek razı olmadılar.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.