"Anlaşılması gereken hususlar şunlar oluyor: 1. Egemenliğin kaynağını insanda(millette) arayan zihniyetin vaz' edeceği yasa ilahi bir yasa bile olsa, bu, onu tercih eden irade öyle tecelli ettiği için böyle olacaktır; yani artık onun ilahi olma vasfının ehemmiyeti yoktur, çünkü onu tercih eden irade bu tercihinden vazgeçme hakkını ve yetkisini kendi elinde tutmaktadır, 2. Demokratik bir ortamda Müslümanlar neyin mücadelesini yapmak üzere ortaya çıkacaklardır; iktidar mücadelesi mi? Demokrasilerde temel kabul milletin egemenliği olduğuna göre, bu kabul üzerinde yapılacak dini tercihler de son tahlilde 'profane' bir mahiyet ibraz edecek demektir. Bir başka deyişle, demokratik mücadele vermek üzere yola çıkmış olanlar, dinin hükümlerinden vaz geçmeyi göze alabilmiş, daha başta bu niyetle yola koyulmuş tuhaf Müslümanlar olarak zuhur edecektir. "
Sayfa 51 - İz YayıncılıkKitabı okudu
İslam, eğer demokrasi ile veya liberalizm ile veya ırkçı ve ayrımcı zihniyetin ürünü olan insan hakları söylemi ile özeleştirilecek bir derecede düşünülüyorsa, kendisine Müslümanım diyen bir insanın İslam'dan anladığı şey ne olabilir ve insanı Müslüman olmaya özendiricek şey olarak geriye ne kalır? Degindiğim bu nokta ya akıl erdirebilmenin güçlüğü yüzünden, bu hususu Müslümanların önünde duran dar boğazların en darı ve vahim olarak görüyorum. Çünkü bu noktada, İslam'ın demokrasiden ve liberalizmden daha fazlasını vaat ettiğini kavramış olmakta gerekiyor. "
Sayfa 17 - İz YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
"Şimdi günümüzde, yeni dünya düzeni söylemi çerçevesinde bütün dünyaya demokrasi, liberalizm ve insan hakları gibi kavramlar, siyasal kurumlar dayatılmaktadır. İnsan bir bakışta bunda yadırganacak ne var, diye düşünebilir. Oysa bütün kavramlar ve siyasal kurumlar Batı kültürüne mahsus ürünlerdir. Kendi özel bağlamları içinde özel anlamları vardır ve tamamen tağutî zihniyeti yansıtılır. Batı siyasal kültüründe 'insan hakları' dahil olmak üzere, hiç birinin, İslam'a nispeti yoktur. "
Sayfa 16 - İz YayıncılıkKitabı okudu
İslam'a göre araçlarımız da amaçlarımız kadar ve onlar gibi meşru ve mukaddes ve temiz olmalıdır.
Sayfa 52 - İz YayıncılıkKitabı okudu
Keza Batı dünyasında laiklik kilise ile devletin uzlaşmasını ifade ederken; Türkiye Cumhuriyeti, daha baştan teşkilatlanmasını dine karşı gerçekleştirmiş ve dini devletin denetimi altına almıştır.
Sayfa 42 - undefinedKitabı okudu
Herkes kendi görüşünü, kanaatini dile getirmek için demokrasi istiyor, fakat aynı haktan başkasının yararlanmasına sıra gelince, bunu üstelik demokrasinin geleceğinin tehlikeye düşebileceği gerekçesiyle önlemeye çalışıyor. Niçin?
Reklam
400 öğeden 481 ile 400 arasındakiler gösteriliyor.