Sevdanın sesi hüzne bulaşmıştı. İçinde o birtakım ihtimal hesapları yapan yer iyice huzursuz. Besbelli sükûnet gerek.
Sayfa 99 - Dergâh YayınlarıKitabı okudu
Toprak ve üzerinde gezinen güz yaprakları bana açıldılar. Bir bakışta insanların ne demek istediklerini anlıyordum. Bu şehre niçin gelmiştim, anlıyordum. Zaman tıkır tıkır işliyordu, geçmiş ve gelecek önümde duruyordu. Eşya hakiki hüviyetini fısıldıyordu. Bu kadar şey neye, nasıl sığıyordu fark ettim. Fark ettim, kaybettim/fark ettim, kaybettim...
Sayfa 99 - Dergâh YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bir başka mekânı ve bir başka zamanı arzulamıştı. Ama sokaklar ve ağaçlar da insanlar gibi yaşlanıp ölüyorlar, hiçbir şey baki değil.
Sayfa 97 - Dergâh YayınlarıKitabı okudu
Derin bir iç çekiş, geçen zamana, ömre. Belki de sular aydınlanıyor. Ulaşmak istediğim o meçhul kıyı içimin labirentlerinden çıkıp geliyor. Hicret nereye?..
Sayfa 97 - Dergâh YayınlarıKitabı okudu
İnsan bir meta değil. Olmamalı.
Sayfa 96 - Dergâh YayınlarıKitabı okudu
Bu garip yolculuğa neden çıktı? Ne arayıp duruyordu bu ölü şehirde?
Sayfa 92 - Dergâh YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.