Ne olacak ki? Ölümse ölüm! Dünya için büyük bir kayıp sayılmaz benim yokluğum. Üstelik canım da sıkılıyor bu dünyada... Arabası henüz onu almaya gelmediği için baloda uyuklayan biri gibiyim. Ama artık hazır arabam... Hoşça kalın! Geçmişimi düşünüyorum ve ister istemez soruyorum kendime: Ne için yaşadım ben? Ne amaçla geldim bu dünyaya? Ya
Sayfa 194 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Kimi zaman küçümserim kendimi... Başkalarını da küçümsemem bundan mıdır acaba?.. Soylu çıkışlara olan yeteneğimi yitirdim. Kendime karşı gülünç duruma düşmekten korkuyorum.
Sayfa 184 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Puhahahah Cemre Demirel'in hocası bu adam gerçekten
Öte yandan Vera benden kıskanıyor küçük prensesi. Amma karıştırdım işleri! Bir kadın erkeğini elinden almaya çalışan kadına neler yapmaz! Hatırlıyorum, başka bir kadını sevdiğim için aşık olmuştu bana bir kadın. Kadın aklından çelişkili bir şey yoktur. Bir şeye inandırmak olanaksızdır kadınları. Kendi kendilerini inandıracak duruma getirmelisiniz
Sayfa 179 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Katılıyorum
Büyük masada gençler yemek yiyorlardı. Gruşnitski de aralarındaydı. Ben salona girince hepsi sustu. Benden söz ettikleri belliydi. Birçoğu geçen balodan diş biliyorlardı bana. Özellikle de süvari yüzbaşısı... Besbelli, şimdi de Gruşnitski komutasında bana düşman bir çete oluşturuluyordu. Pek mağrur ve cesur bir görünümü vardı çünkü... Buna sevindim işte. Hristiyanlıktaki anlamında değil ama garip olsa da, düşmanlarımı severim ben. Eğlendirirler beni, kanımın akışını hızlandırırlar. Her zaman tetikte olmamı, her bakışı, her sözcüğün anlamını yakalamamı, karşımdakilerin niyetini sezinlememi, komploları çözmemi, aldanmış gibi yapıp sonra bir tekmede onların kurnazlık kalelerini, kötü niyetlerini darmadağın etmemi sağlarlar... Hayat diye buna derim ben işte.
Sayfa 173 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Bir hüzün vardı içimde... "Dünyadaki tek görevim başkalarının umutlarını yıkmak mı yoksa benim?.." diye düşünüyordum. Kendimi bildim bileli, ben olmadan kimse ölemezmiş, umutsuzluğa düşemezmiş gibi, insanların dramlarının sonunda kader her zaman onların yanında bulundurdu beni! Beşinci perdenin vazgeçilmez kişisi oldum her zaman. İster istemez, zavallı cellat veya hain rolünü oynamak zorunda kaldım. Kaderimin amacı ne olabilir bunda? Belki de küçük burjuva trajedilerinin ve aile romanlarının yaratıcısı ya da sözgelimi, "okuma kitaplıkları" için öykü yazarlarına yardımcı olma görevi vermiştir bana... Ne bileyim?.. Büyük İskender ya da Byron gibi, daha başında yaşamlarına son vermeyi düşünen, sonra da dokuzuncu derece devlet görevinde bir ömür tüketen az mı insan vardır?
Sayfa 170 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Evet, genç ve yeni gelişmekte olan bir ruha sahip olmakta sınırsız büyüklükte bir haz vardır! Böyle bir ruh, en güzel kokularını güneşin ilk ışınlarıyla karşılaştığında salan bir çiçek bir gibidir. O anda koparmak gerekir o çiçeği ve kokusunu ciğerlerine doyasıya çektikten sonra yolda bir kenara atmak... Nasıl olsa biri alır onu oradan! Karşısına
Sayfa 160 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.