Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İnsan dilinin derinliklerine inilince, onun yalnızca, bir isteğin, bir gereksinmenin açıklanmasını, bireyler arasında ilişkiler kurulmasını sağlamakla kalmadığı, bütünüyle bireylere özgü imgelerin, umutların, acıların, kısacası, insan ruhundaki bütün etkinliklerin başkalarına aktarılabilmesine olanak verdiği görülür.
Sayfa 10
İnsan dilinin derinliklerine inilince, onun yalnızca, bir isteğin, bir gereksinmenin açıklanmasını, bireyler arasında ilişkiler kurulmasını sağlamakla kalmadığı, bütünüyle bireylere özgü imgelerin, umutların, acıların, kısacası, insan ruhundaki bütün etkinliklerin başkalarına aktarılabilmesine olanak verdiği görülür.
Sayfa 11
Reklam
Burada, özellikle belirtmek istediğimiz, dilin niteliklerini aydınlatmada önemli katkılar sağlayan Alman bilgini W.von Humboldt'un (1767-1835) saptamalarıdır. Dilin bitmiş, ortaya konmuş bir iş, bir yapıt (Yun. ergon) değil, sürekli bir yaratıcı zihin etkinliği (Yun. energeia) olduğunu belirleyen Humboldt, dilin insanla, toplumla, kültürle ilişkilerini inceleyerek çeşitli niteliklerini gün ışığına çıkarmaya çalışmıştır.
Sayfa 22
Her doğan günün bir dert olduğunu insan bu yaşa gelince anlarmış.
Sayfa 126
İnsan dilinin derinliklerine inilince, onun yalnızca, bir isteğin, bir gereksinmenin açıklanmasını, bireyler arasında ilişkiler kurulmasını sağlamakla kalmadığı, bütünüyle bireylere özgü imgelerin, umutların, acıların, kısacası, insan ruhundaki bütün etkinliklerin başkalarına aktarılabilmesine olanak verdiği görülür.
Sayfa 11
“Beyin kavramla onu söze dönüştüren gösterge arasındaki bağlantıyı büyük bir hızla sağlayabildiği gibi çağrışım anımsama gibi işlemleri de büyük bir çabuklukla yerine getirme mükemmeliyetine sahiptir.”
Sayfa 54
Reklam
Bir toplum olarak değil, bir sürü halinde yaşayacaklardı; aralarındaki ilişki bir takım jestlerden, bağırmalardan oluşan bir düzene dayanacaktı.
Sayfa 10
Acaba, insanlar, konuşma yeteneğinden yoksun olarak bir arada yaşasalardı, dünyada dil diye bir gerçek bulunmasaydı, yaşamları bugünkünden ne kadar farklı, ne kadar değişik olurdu?
Sayfa 10
Erdem, inanç, sezgi, güven,… gibilerini algılasa bile, beyninde belli tasarımlar oluşmayacaktır.
Sayfa 40
Belki bir insan, "düşünmek" kavramını zihninde canlandırmaya çalışırken, başını iki elinin arasına almış ya da Rodin'in ünlü heykelinde olduğu gibi, elini çenesine dayamış birinin görüntüsüyle bu kavramı özdeşleştirebilecektir.
Sayfa 40
614 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.