Kainat yaratıldığından beri insanoğlu hep bu soruları sormuş. Filozoflar, din büyükleri... Var mıyız, yok muyuz?
Kimi varız demiş kimi yokuz. Kimi hem varız hem yokuz... Kimileri ise varla yok arasındayız demişler. Şimdi bunu iyice kavra!
Biz hem varız hem de yokuz kelimelerinin net cevabı şudur:
Biz yoklukta da varız, varlıkta da. Allah bizi “yok'tan var” etti. Bu cihetle yokluğun bağrından var olduk. Hem yoktayız hem vardayız; yani sen, hem yokta varsın hem de varda yoksun. “Yok” a ulaşmanın yolu “var” dadır. Varda yokluğu buluyorsun, Var olmasan yokluktan haberin olmayacaktı. Birçok filozof, işte burada takıldı ve bu hassaslığı anlayamadı. Yokluğu, varlığı insandan ayırdı.
Akıl, işin içine girdi mi vehim de girer,nefis de, tedbir de...
Oysa gönül Rabbanidir, sâfidir. Bir şey vermek istese, aklı geri iter ve hiçbir vehmi, tedbiri düşünmez. Sadece safi olarak hareket eder.
Yaşam bir hakikât, Ölüm bir hakikât. Ahiret bir hakikât. Yaşanan her şey, bir hakikât. İnsanın kafasından ürettiği hayalleri bile hakikât. Dolayısıyla hakikât de bir hakikâittir.