İnsan çökmeden önce kaç darbeye dayanabilir?
Karanlık çökmeden, yıldızlar görünmez. Bir şeyin hakikati, yıkılırken ortaya çıkar. Düşerken, yıkılırken, kaybederken ne isek; aslında oyuz. Kemal Sayar
Reklam
"Nasıl huzur içinde, üzülmeden giderim? Yok, ruhum sızlamadan ayrılamam bu kentten. Surlarının içinde ıstırapla kıvrandığım günler uzundu ve uzundu yalnız geçirdiğim geceler; kim acısından ve yalnızlığından pişmanlık duymadan terk edebilir ki ıstırabını? Ruhumun çok fazla parçasını saçtım bu sokaklara ve bu tepelerde çıplak gezinen hasretimin çocukları da bir o kadar fazla; omuzlarıma bir ağrı ve yük çökmeden uzaklaşamam onlardan. Bugün üstümden çıkarıp attığım kıyafet değil, Kendi ellerimle yırtıp parçaladığım bedenimin ta kendisidir. "
Geçilmez!
Bu kapıdan kol ve kanat kırılmadan geçilmez; Eşten, dosttan, sevgiliden ayrılmadan geçilmez. İçeride bir has oda, yeri samur döşeli; Bu odadan gelsin diye çağrılmadan geçilmez. Eti zehir, yağı zehir, balı zehir dünyada, Bütün fani lezzetlere darılmadan geçilmez. Varlık niçin, yokluk nasıl, yaşamak ne, topyekûn Aklı yele salıverip çıldırmadan geçilmez. Kayalıklı boğazlarda yön arayan bir gemi; Usta kaptan kılavuza varılmadan geçilmez. Ne okudun, ne öğrendin, ne bildinse berhavâ Yer çökmeden, gök iki şak yarılmadan geçilmez. Geçitlerin, kilitlerin yalnız O'nda şifresi; İşte, işte o eteğe sarılmadan geçilmez!
Necip Fazıl Kısakürek
Necip Fazıl Kısakürek
İrteği
Altın sırma, gümüş perçem, çelik kalkan, elmas kılıç. İnsanlık, savaş ve kan. Zaman durmuş, kin susmamış kusuyor. Susuz kalmış toprak çamur. Acıyla beslenen ağaçlar; rüzgarda külleri savruluyor. Düşmanla göz göze, dostla gönüller ayrı kalmış. Savaş barış için, şarkılar öldürmek. Gökyüzü açık; karanlık çökmeden yıldızlar düşüyor. Kılıç kesmiyor, soğuk saldırgan ısırıyor. Güneş sönmüş bir çocuğun düşünde. Kalkanlar can çekişerek, ağır bir iniltiyle haykırıyor; atlar huzursuz. Barış yaklaşıyor; bu meydandan sağa kalan olursa. İnsan ne için? Azab dinmemiş, yeni destanlar yeni savaşlar için yazılıyor. Çocuk ne için? Oyuncaklar tahta mızrak; barışı unutmuş masallar. Masumiyet katili zaman akıyor. Savaş ya meydanda ya içimizde, derinlerde. Savaş gelecekte ne için? Gam-ı Umman
Vakit yok karanlık çökmeden bizi bulacaklar, Kanlı gömleğimi cesedimden yırtıp, Babana kurban gibi sunacaklar, Lakin kokladım saçını, öptüm, Rızan vardı benimle ölmeye, Daha yaşın ne ki sensiz yaşayamam diyorsun? Senden çok güneşin doğuşunu gördüm, Seviştim kaç kez günü ağarta ağarta, Darılma koynunda yatamadım diye, Kalbim sana ait gideceğim kara toprağın bağrına, Yaşamak zorundasın bu düzene inat, Vazgeçersen bu aşkın namusu kirlenir, Her gece rüyana gelip seni görmek için bekleyeceğim.
Reklam
339 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.