Baskı ve şiddet yasayan insan, eğer yaşadıgı sıkıntinin sebeplerini doğru tahlil edemiyorsa, ezilmesine rağmen ezenin yanında yeralıyor, ezeni savunuyor, hatta ezene minnet duyuyor.
Kesintisiz baskı, baskıya ugrayan kurbanı, travmatik baglanma sürecine itiyor, kurban itiraz edecegine, despota baglanıyor.
Kurban, gönüllü kurbana dönüşüyor.
İçinde bulunduğu tehlikeyi reddediyor.
Baskı ortamında ne kadar uzun süre kalırsa, baskı yapana o kadar çok bağlaniyor.
Hayatta kalma içgüdüsü ve dis dünyadan soyutlanma, bu sendromun ortaya çikmasina sebep oluyor.
Kurban, ihtiyaçlarını karşılayabilmek için, baskı yapana muhtaç olduğunu düşünürse, kendisini yalnız ve çaresiz hissederse, baskı yapanın küçücük jestleri, kurbanın gözünde büyüdükçe büyüyor, minnete dönüşüyor.