1980’li yıllardan sonra düşünce hayatımızın genel özellikleri köklü olarak değiştirilmiştir. Bu ülkede yaşayan insanlar bir bütün olarak düşünceden, sistematik fikirden, ideolojilerden, estetikten, etikten, bilimden uzaklaştırılmıştır. Bu yıllarda insanların temel referans kaynakları önemli oranda yerle bir olmuş, bunun yanı sıra okuma edimi köklü
Clemens’in mektubunu okuyan Karpokrates, şu satırlara dikkatimizi çeker:
“Sunakta adak sunarken kendine karşı bir şikâyetin olduğunu anımsarsan, adağını orada, sunağın önünde bırak, git önce kendinle barış; sonra gelip adağını sun.”
Ve Suçladığınız ya da can verdiğiniz kardeşinizin, kendiniz olduğunu söyler.
Nietzche bu konuyu iyice irdeler. Ve
Ayşe Kulin
~KENDİMCE~
Yahya Kemal, bu sözün sahibi olarak yazılmış. Yahya Kemal Beyatlı olsa gerek. İnternette yaptığım kısa süreli araştırmada böyle bir sonuçla karşılaşmadım. Sanırım bir söyleşide falan dile getirmiş. Her neyse...
İnsanlık sadece
KURAN DA CEZALAR VE HUKUKUN EVRİMİ.
Kuran ın oluştuğu toplum ilkel bir köy ve hayancılık toplumu idi. Vergi sistemi olmayan,devlet olmamış bir sistemde ,hapishane,cezaevi, gardiyan, mahkeme gibi üst organizasyonlar oluşmamış olması gayet anlaşılabilir bir durum.
Bu durumdaki bir toplumda ,gerek çevresindeki roma ve iran daki


Yapay Zeka: Fırsat mı, Tehdit mi?
Prof. Dr. H. Metin Ertunç
Hemen hemen herkesin dilinde yapay zekâ hakkında olumlu ya da olumsuz ifadeler dolaşıyor. Konuya hakim olmayan kişiler tarafından bazen abartılı bazen de bilimsel mahiyetinden tamamen uzak düşünceler ortaya atılıyor. Medya araçları da haber satmak ve insanların ilgisini çekmek
Sizce insanlığın yeni bir dine ihtiyacı var mı ?
Bu soruya yanıt bulmak için önce insanların dinlere olan ihtiyacı üzerinde kafa yormamız gerekiyor. Semavi din öğretilerine göre Tanrı peygamberler vasıtasıyla emirlerini göndermiş ve insan yaşamını düzene sokmuştur. İnsanlar Tanrının emir ve yasaklarına uyarsa cennetle müjdelenir, uymayanlar da