Gri dağlar akşam gökyüzüne karşı yükseliyor.
Nehir batıya doğru akıyor.
Atan kalbimle peşine düşüyorum,
Bu dik yolda onun attığı her adımı izliyorum.
İşte, Pyungsan Tepeleri'nde üstat yaşadı,
Tek başına kendisine yiyecek sağlayan tarlayı sürerek.
Böyle bir bilgeyi hayal ederken çağlar soluyor.
O yükselen ayın tüm gökyüzünü doldurması gibi
Onun büyük ruhu da her zaman parlak kalır
Ve sadece bulutları arayan dağ zirveleriyle
Sonsuza kadar bir olur.
Onu sevdiler. Hâlâ onun büyük düşüncesini yankılıyorlar,
Hâlâ onun ruhunun sınırsız huzurunu koruyorlar.
Onların sessizliği onun bildiği görkemdi.
Onun için dünyamızın çekişmeli ihtişamı
Gözler önündeki bir örümcek ağı kadar önemsizdi.