Gerçekten senin olan seni buluyorsa, seni kim bulacak? Üzerine hayatta kalmak için geçirdiğin kat kat kıyafetlerin altındaki sen, henüz yoksun. Hırsa kapılıp hepsini yok etmeye ya da bir anda çıkarmaya çalışma. Kendini bir inci tanesini arar gibi ara. İnce dokun, hassas ol, sev, şarkı söyleyerek ara. Hırpalayarak aradığında zıt kutbuna gider orda kalırsın. Aslolan dengedir. Bu denge de dinginlikle, sevgiyle, sakinlikle mümkündür. Sana en büyük hatayı yapan kişi, kalpten olduğuna emin olduğun bir özürle karşına çıksa affedersin. Ya da en azından öyle söylersin. Bu içten gelen bir affetme olmasa bile karşındaki üzülmesin diye böyle söylersin.
Kendini affetmek için kendine karşı kaç hata yapman gerekiyor? Yolu ne kadar uzatman gerekiyor? Nasıl bir hayat, nasıl dostluklar, nasıl aşklar, nasıl yokluk, nasıl yalnızlık yaşatman gerekiyor kendine. Kendini sevmeye çalışıyor olman bile kalpten bir özür değil midir?
Neden devam etmiyorsun? Neden kırılan bir dalı iyileştirip geride onlarca kırık dalı bırakıp arkanı dönüyorsun.
Tüm dalların sevilesi, tüm dalların güzel..