ben bir sokak lambasına vurulmuşum münevver gece olunca karnım gövdemde bir ağrıdır ne anladıysam al, al hepsi senin olsun nasıl olsa mutmain bir vedayla gidiyorsun hasretinin bitmesine senin adına mutlu gülümser bir törenle kutsandı hemen yasın aklın aldığı göz yüreğin aldığı bakış çekilmiş fişlerden daha bir boşluktasın ne söylesem ancak kelimelerce kabz nere baksam ufkun ardındaki karanlık bir volta boyu sokak tenviratıdır acz uzansam tutulmaz bir nahoşluktasın
Alper Gencer
Alper Gencer
UFUKLAR
............... Annemin na\'şını gördümdü; Bakıyorken bana sabit ve donuk gözlerle, Acıdan çıldıracaktım. Aradan elli dokuz yıl geçti. Ah o sabit bakış el\'an yaradır kalbimde, O yaşarken o semavi, o gülümser gözler Ne kadar engin ufuklardı bana; Teneşir tahtası üstünde o gün, Bakmaz olmuşlardı artık bu bizim dünyaya. Yaşıyan her fani Yaşıyan ruh özler, Her sıkıldıkça arar, Dar hayatında ya dost ufku, ya canan ufku. Yahya Kemal Beyatlı
Reklam
O Belde
Denizlerden Esen bu ince hava saçlarında eğlensin Bilsen Özlem ve gurbetin kederiyle akşam ufkuna bakan
Bugünü Yaşama Arzusu
#Schopenhauer *Yazar #Aldığımız her nefes bizi sürekli etkisi altında olduğumuz ölüme doğru çeker... Nihal olarak zafer ölümün olacaktır, çünkü doğumla birlikte ölüm zaten bizim kaderimiz olmuştur ve avını yutmadan önce onunla yalnızca kısa bir süre için oynar. Bununla birlikte, hayatımıza olabildiğince uzun bir süre için büyük bir ilgi ve
"Yarına kalmak" için yazan,
yarının büyük bir şairi, yazarı olacağına inananlar vardır elbet. Ama bu büyüklük, onun görebileceği, alkışların sesini duyabileceği bir olgu değildir. Duyduğu alkış, sadece gününün alkışıdır. Yarını yapacak olan insanlar, yarının insanlarıdır, onların değer yargılarıdır. Sanatçı, geleceğin okurunu, geleceğin "beklenti ufkunu" bilemez. Yarına ilişkin umutlar ve değer yargıları üretmeyi elbette ki öngören kişi, sadece "önerir", onların yerleşip yerleşmeyeceğini bilmez" Ahmet Oktay, Gizli Çekmece, s. 300
Bazen bir şiire, bir şarkıya mahkum oluruz ya benim için bu onlardan...
vuruldun seni bir karanlığa gömdüler adını sordular söylemedim münevver üstümü aradılar yok altımı aradılar yok boynu hayli bükülmüş bir tuzaktan baktılar cesedini gösterdiler sana çok benziyordu anlamak istediler hep uzaktan baktılar nasıl yaşatıldıysan öyle öldürülmüştün çekinmedim ağladım anlamadılar ben bir sokak lambasına vurulmuşum
Reklam
KADERİN ANLAM VE ÖNEMİ
Kader yaşamın en büyük parçası olan zaman kavramını hiçe sayan konumdadır. Konum itibariyle kaderin seçimlerini iyi yapmış olması onun ve içerisinde bulunan cevherin seçmiş olduğu zamansal mekanizmaları değerli durumda görmesinden kaynaklanmaktadır. Kaderin tek ana özelliği anın ve zamanın ötesinde birtakım olaylar bütününü görmek istemesinden meydana gelen harekât tarzlarını iyi bilmesindendir. Tek bir an tek bir bakış kaderi değiştirebilir mi? İşte bu sorunun cevabı bana göre şöyledir; Kader çizgisi ufuk çizgisinden farklı tutularak zamansız tekrarlarda sonuç alınamayacak noktada bulunurken mekânın tasarımsal değerleri kaderi iç farklara bölerek sekrar düzeylerini oluşturmaktadır. Kader ve olay ufku çizgileri, an geçişlerini matematiksel anlamlara bilinmedik diyarlardan kaynaklanan nemelazım motifleri değişimlere ayak uyduracak boyutta dönüştürmektedir. İşte bu durum kaderin bizleri nasıl tek farkla dönüştüreceğinin göstergesidir. Sonuç olarak kader çizgisi kaderin boyutsal anlamını ve olaylarını değişkenlere bağlayarak zamansız alan yaratacaktır. Saygılarımla...
O Belde
Denizlerden esen ince hava saçlarınla eğlensin. Hasret ve gurbet melaliyle akşam ufkuna bakan bu gözlerinle, bu hüznünle bilsen sen ne dilbersin! Ne sen, ne ben, ne de güzelliğinde toplanan bu akşam, ne de fikrin elemlerine bir liman olan bu mavi deniz, MELALİ ANLAMAYAN NESLE AŞİNA DEĞİLİZ. Sana yalnız bir ince taze kadın, bana yalnızca eski bir budala diyen bugünkü insanlık, bu sefil iştiha, bu kirli bakış, bulamaz sende bende bir mana, ne bu akşamda ince bir gam, ne de durgun denizde bir kırgın gizleniş ve umursamazlık titreyişi. Ahmet Haşim
İyi olarak nitelendirdiğimiz şahısların farklı zaman ve koşullarda ne kadar değiştiğini gördüğümüz vakit aslında asıl meselenin onların iyi ya da kötü olduklarının olmadığını anlıyor insan. Tüm bu sanışlar bizlerin bakış açımızın mertebesi ile yakından ilgilidir ve bunu idrak etmek duyulmaması gerekileni işitince anlaşılıyor. Yani kimse sâfi iyi olmadığı gibi kimse tasavvur ettiğin iyi insan da değil. Bu sebeple hayatının ufkuna beklentiler silsilesi meydana getirmek boş kürek çekmektir. •düşvar
168 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.