Bir gençlik, bir gençlik, bir gençlik... "Zaman bendedir ve mekân bana emanettir!" şuurunda bir gençlik... Devlet ve milletinin büyük çapa ermiş yedi asırlık hayatında ilk ikibuçuk asrını aşk, vecd, fetih ve hakimiyetle süsleyici; üç asrını kaba softa ve ham yobaz elinde kenetleyici; son bir asrını Allah'ın, Kur'ân'ında
Dışlananlar ( roman - sayfa 21)
Boyu bir kavak ağacı kadar uzun, siyah saçları birbirine karışmış, üst kısmı sıkı, alt tarafı epeyce geniş ve ayakkabılarını kapatan pejmürde bir pardesü giymiş olan adam, gece yarısı, kütüphaneci karı koca Mary ile jason' un evinin kapısını çalar...O saatte beşinci uykusunda olan evin hizmetçisi asık suratla kapıyı açar.... _ patladı patladı bom bom!! _ gece gece ne diyorsun sen be deli ! Mayıs
Hanife Çıta
Hanife Çıta
Reklam
BEŞİNCİ NÜKTE: Dua, ubudiyetin ruhudur ve hâlis bir imanın neticesidir. Çünki dua eden adam, duası ile gösteriyor ki: Bütün kâinata hükmeden birisi var ki; en küçük işlerime ıttıla'ı var ve bilir, en uzak maksadlarımı yapabilir, benim her halimi görür, sesimi işitir. Öyle ise; bütün mevcudatın bütün seslerini işitiyor ki, benim sesimi de işitiyor. Bütün o şeyleri o yapıyor ki, en küçük işlerimi de ondan bekliyorum, ondan istiyorum. İşte duanın verdiği hâlis tevhidin genişliğine ve gösterdiği nur-u imanın halâvet ve safîliğine bak, قُلْ مَا يَعْبَؤُ۬ا بِكُمْ رَبّ۪ى لَوْلَا دُعَٓاؤُ۬كُمْ sırrını anla ve وَ قَالَ رَبُّكُمُ ادْعُون۪ٓى اَسْتَجِبْ لَكُمْ fermanını dinle. اَگَرْ نَه خَواه۪ى دَادْ ، نَه دَاد۪ى خَواهْ denildiği gibi: Eğer vermek istemeseydi, istemek vermezdi. سُبْحَانَكَ لَا عِلْمَ لَنَٓا اِلَّا مَا عَلَّمْتَنَٓا اِنَّكَ اَنْتَ الْعَل۪يمُ الْحَك۪يمُ اَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ مِنَ الْاَزَلِ اِلَى الْاَبَدِ عَدَدَ مَا فِى عِلْمِ اللّٰهِ وَ عَلٰٓى اٰلِه۪ وَ صَحْبِه۪ وَ سَلِّمْ سَلِّمْنَا وَ سَلِّمْ د۪ينَنَا اٰم۪ينَ. وَ الْحَمْدُ لِلّٰهِ Mektubat - 302
Mutlu son?
Bir efsaneye göre bir kadın bir adama aşık olmuş. Ama ne kadın ne adam bunu fark edememiş. Yaşadıkları duygu yoğunluğu o kadar duygusuz yapmış ki onları aşkı görememişler. Ailesinden inanılmaz derecede sevgi almış, güzel, kibar bir kadın varmış. Annesi ve babası birbirine çok aşık bir çiftmiş. Bir erkek kardeşi ve bir ablası varmış. Ablası
Rainer Maria Rilke
Birinci Ağıt Kim duyar, ses etsem, beni melekler katından? Onlardan biri beni ansızın bassa bile bağrına, yiterim onun daha güçlü varlığında ben. Güzellik güç dayandığımız Ürkü'nün başlangıcından özge nedir ki; ona bizim böylesine tapınmamız, sessizce hor görüp bizi yok etmediğinden. Her melek ürkünçtür. Kendimi tutar bu yüzden, yutkunurum.
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ شَهْرُ رَمَضَانَ الَّذ۪ٓى اُنْزِلَ ف۪يهِ الْقُرْاٰنُ هُدًى لِلنَّاسِ وَ بَيِّنَاتٍ مِنَ الْهُدٰى وَ الْفُرْقَانِ Birinci Nükte: Ramazan-ı Şerifteki savm, İslâmiyetin erkân-ı hamsesinin birincilerindendir. Hem şeair-i İslâmiyenin a'zamlarındandır. İşte Ramazan-ı Şerifteki orucun çok hikmetleri;
Sedat

Sedat

@Sedat_2121
·
15 March 07:42
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ شَهْرُ رَمَضَانَ الَّذ۪ٓى اُنْزِلَ ف۪يهِ الْقُرْاٰنُ هُدًى لِلنَّاسِ وَ بَيِّنَاتٍ مِنَ الْهُدٰى وَ الْفُرْقَان
Reklam
Bir adam sık sık Kur'an okur, ancak ondan bir şey ezberleyemez ve anlamazdı. Bu adamın küçük oğlu babasına dedi ki; Babacığım Kur'anı Kerim'i okuyorsun ama anlamını bilmeden, sana ne faydası var ki? Babası oğluna dedi ki; Evladım, sana ne faydası olduğunu söyleyeceğim ancak önce şu hasır sepeti al ve şu dereden su doldur getir. Hasır sepet kömür taşımak için kullanılıyordu. Oğlu babasına; Baba, ama bu imkansız! Babası cevap verdi; -Sen dene bakalım ne oluyor. Çocuk bu söz üzerine hasır sepeti alıp dereye gitti ve su doldurup taşımaya başladı. Yol yarı olmadan bütün su akıp gitti. Çoçuk babasına dönüp dedi ki; Baba görüyorsun ki bu imkansız bir şey! Baba;Olsun bir daha dene dedi. Oğlu bir daha denedi, bir daha derken beşinci seferde iyice yorulan oğlu bitkinliğini belirterek babasına; Baba sen de biliyorsunki bu imkansız neden tekrar ettiriyorsun? deyince babasına oğluna dönüp dedi ki -Evladım sepette bir şey farketmedin mi? Oğlu evet babacığım, sepet tertemiz olmuş dedi. Babası oğluna; işte böyle evlat, nasıl bu sepet kendinde bir şey tutamasa bile su ile tekrar tekrar temas edince tertemiz oldu, insan kalbi de dünya ve işlerinden kirlenir, Kur'an okumakla da ezberlemese ve dahi anlamasa bile kalbi suyun hasır sepeti temizlediği gibi tertemiz olur.Evladım, Kur'an kalbin ve ruhun temizleyicisi, cilası, gıdası ve şifasıdır. Sakın şeytanın bu 'ezberlemeden, anlamadan ne faydası var' oyununa gelmeyesin diyerek oğluna harika bir ders vermiş oldu. O halde bizde şöyle dua edelim; Allah'ım Kuran-ı kalbimin baharı kıl.
344 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.