Salsana Şu Sepeti!
Kadın Eşme'ye gitti... Ben de ikinci akşamı eve dönerken iş çıkışı kuru yemişçiye uğradım. Bir şeyler aldım. Elimdeki gazeteyi, torbayı, şemsiyeyi evin önünden geçerken Binnur'a vereyim, dedim. Aradım... Elimde bir şeyler var; salsana şu sepeti Binnur, dedim. Biz beşinci katta oturuyoruz... İyi misin sen? diye sordu. İyiyim, iyiyim ama geldim evin önüne çabuk sal lütfen şu sepeti, dedim. Vurucu soru "sepeti" dememden sonra geldi: Adam ben neredeyim?
KARA GÖZLERE SELAM OLSUN
Alarm çaldığında saat sabahın altısıydı. Hüseyin alarmı kapatıp ranzanın üst katından aşağı indi. İnerken, alt katta yatan Cemal’i de ayağıyla dürterek uyandırdı. Cemal ile çocukluktan beri arkadaştılar. Aynı köydendiler. İlkokul üçüncü sınıfa kadar da birlikte okumuştular. Sonra Hüseyin okulu bırakmış, Cemal ise dördüncü sınıfa kadar devam
Reklam
PLATONICON
"Merhaba, sevgili. İlk önce şunu bilmeni istiyorum. Bu başlangıcı çok basit buluyorum. Franz Kafka'nın korkaklığı benim korkaklığımın yanında bir hiç. Ben bir korkağım. Sigaraların ardı arkası kesilmiyor. Sende dumanlar gibi atmosfere karışıyorsun. Elimden kayıp gidiyorsun. Sana güzel şiirler yazabilirdim. Tabi, seni anlatacak bir şiir
Sabah namazını eda ettiğimiz beş kişiyle camiiden çıkıp bir çay ocağına gittik. Ilk çayımızı içtik sonra beşinci kişi işi olduğunu söyleyip gitti. Geride kalanlar gidenin arkasından başladılar konuşmaya. Adamın bütün camazi evvelini döktüler ortaya. Biraz önce aynı safta namaz kıldıkları beraber çay içtikleri adam hakkında meğerse ne çok kötü düşünceleri ne çok kötü duyguları varmış. Biraz sonra dördüncü kalkıp gitti. Aynı gıybet fırtınası bu sefer onun arkasından esti. Kalanlara dedim ki: _ Ben de gitmek istiyorum ama gidemiyorum. Arkamdan konuşacaklarınız için kaygılıyım. Ya hep birlikte kalkıp gidelim ya da siz kalkın gidin. Neden en yakınlar hakkında bunca gıybet yapılıyor? Gıybet yapanlara hak vermiyorum ama bu tavrı ilişkilerin çok doğal bir sonucu görüyorum. Neden mi? Görüyorum ki. . Insanlar eleştiriye açık değiller. Çok iyi niyetli bir ikaz da bile hemen kavgaya tutuşuyorlar. Yani Nefs muhasebesi yapmıyorlar. Hep nefslerinin kabul görmesini övülmesini takdir edilmesini bekliyorlar istiyorlar. İçimde dünya kadar olumsuz kanaatlerim birikmiş. Yüzüne karşı söylememi müsade etmiyor. Bir şekilde içimi boşaltacağım. Arkasından konuşma müsadesini kendimden alıyorum. Gıybetin filizlendiği iklim bu. Eleştiri yapma hakkı ciddi bir haktır. Eleştiriye açık olmak da insanın insanlara insanlık borcudur.
Hayatı ve İnsanı maddi ve manevi bütün yönleriyle kavramak geleneksel eğitim düzenimizin bize sunduğu eşsiz imkânlardan biridir… Aldığımız kutlu öğretiyle; Ya öğreten, olmayı, Ya öğrenen olmayı, Ya dinleyen olmayı, Yahut da bunları seven olmayı, vazife edinip, bunların dışında beşinci gruptan olmayı helak olma sebebi sayıp ‘’ Öğretmen’’ olduk.
Azəri axırıncı dəfə 2 il bundan qabaq görmüşdüm. Dəyişməmişdi, elə həmənki Azər idi. O məni görmədi, heç gedib yaxınlaşmadım da. Eləcə uzaqdan bir az baxdım, ta gözdən itənə qədər. Onu illər əvvəl rayonda ölümdən xilas etmişəm. Azərlə eyni məhəllədə yaşayırdıq. Bizdən 5-6 ev yuxarıda qalırdılar. Taxtadan ikimərtəbəli evləri, səliqəsiz, balaca
Reklam
167 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.