Şimdi içli bir yağmur olmalıyız seninle Alnında buz ve ateş, bozkır bizi bekliyor Binlerce efsaneye yetecek kadar beyaz Bir rüyayı çoğaltıp besliyorsun teninle Ben senin her nakışa attığın taze ilmek Ben senin her hecende bir harf kadar seninim Umutları sessizce lekeleyen mutluluk Bilemez bu nasıl aşk, bu ne sonsuz sevilmek Denizler ortasında bir infilak, bir hüzün Mazide en hülyalı gemileri batırdı Seninle bütün alem deniz oldu içimde Şimdi binlerce gemi berrak sularda yüzün Nurullah Genç
çünkü beyaz bir gemidir ölüm siyah denizlerin hep çağırdığı batık bir gemi sönmüş yıldızlar gibidir yitik adreslere benzer ölüm yanık otlar gibi sen bu şiiri okurken ben belki başka bir şehirde ölürüm.. *196
Reklam
Bazen olur ya, bir yerlerde bir acı hissederiz. Sebepsiz. Tuhaf bir huzursuzluk. Anlat deseler anlatılmaz, öyleyse evham ettiğimiz söylenir, her şey yolundadır güya. Ölümcül Kimlikler'de şöyle diyor Maalouf: "Yaraların hissedilmesi için, tanımlanmaya ihtiyacı yoktur." Bazı yaralar böyle sevgili okur. Tanımlamaya, anlam yüklemeye
Senin gelmeyişine,benim gidişime!
sen bu şiiri okurken ben belki başka bir şehirde olurum kötü geçen bir güzü ve umutsuz bir aşkı anlatan rüzgarla savrulan kağıt parçalarına
her ne kadar kitap karakteri olsalar da şeker portakalı'nın zeze'si, uçurtma avcısı'nın hasan'ı ve beyaz gemi'nin çocuğu'nun aynı cennette buluşacağına inanıyorum.
Ölü Adamın Sandığı
Dip. 23.18.32.15 Bazı şeyler bir ilkti anlatmak için Canavarıma yenildim Tutku ve aşk Bir deri bir kemik Dalgalar geçiyor
Reklam
Yalanmı Söylesene????
Hepimiz hoşçakal ülkesin de, Göğe bakma durağında , Kanadı kırık kuşlar gibiyiz. Kimimiz limanda gemi bekler... Kimimiz beyaz atlı prens ... Bazımız kara tren dumanı seyreder.... Hepimiz yağmur yüklü bulutlarız değil mi?
Düşlerin parlayıp söndüğü yerde Buluşmak seninle bir akşam üstü Umarsız şarkılar, dudağımda bir yarım ezgi Sığınmak gözlerine, sığınmak bir akşamüstü Gözlerin bir çığlık, bir yaralı haykırış Gözlerin bu gece çok uzaktan geçen bir gemi Bir orman, bir gece kar altındayken Çocuksu, uçarı koşmak seninle Elini avcumda bulup yitirmek, yitirmek Sığınmak ellerine, sığınmak bir gece vakti Ellerin bir martı, telaşlı ve ürkek Ellerin fırtınada çırpınan bir beyaz yelken Bir kenti böylece bırakıp gitmek İçinde bin kaygı, binbir soruyla Bitmemiş bir şarkı, dudağında bir yarım ezgi Sığınmak şarkılara, sığınmak bir ömür boyu Gözlerin bir çığlık, bir yaralı haykırış Gözlerin bu gece çok uzaktan geçen bir gemi Ellerin bir martı, telaşlı ve ürkek Ellerin fırtınada çırpınan bir beyaz yelken
Hiç küçük yaşta anne babası tarafından terk edilmiş bir çocuğun duygularını, düşüncelerini, özlemlerini ve hayallerini merak ettiniz mi? Böyle bir çocuğun yalnızlığı, insanlara güvensizliği, ürkekliği ve çaresizliği aklınıza düştü mü? Tutunacak bir dal, yaslanacak bir omuz, şefkatine hasret kaldığı bir yuva arayışına şahit oldunuz mu? “İnsandaki çocuk vicdanı, tohumdaki öz gibidir. Ve o öz olmadan tohum filizlenmez, gelişmez” .*** Beyaz Gemi Cengiz Aytmatov
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.