Mutluluğun Resmine Bak(tır)mak
Ben hala yerdeki küçük çukurlarda biriken çamurlu yağmur sularına baktığımda kendimi görünce mutlu oluyorum. Kim ya da ne yıkabilir beni? Hala küçükken gördüğümde gözlerime inanamadığım suyun içine atılan kalemin kırılması gibi bu yüzde yetmiş küsuru su olan dünyaya bulaşan bazı insanların da kıvrılmayıp kırılacağını düşünüyorum. Hala birilerinin kendi rüyası başkasının kabusuysa kendi rüyasından vaz geçebileceğine inanmak istiyorum. İnsanların etrafındaki insanlar mutlu olamayınca kendi mutluluklarını saklama gereği duyduklarını ise biliyorum. Yani mutluluk, herkes mutluysa ortaya çıkıyor. Ne bileyim işte. İnanmak istiyor insan iyi şeylere, güzel şeylere. Mesela bir kitap okumak istiyor umuda dair. Ama herkesin o kitabı okumasını istiyor. Bir şarkı dinlemek istiyor erdemle ilgili. Tabi herkes dinlesin o şarkıyı. Ya da mutluluğun resmine bakmak istiyor insan. Gönül ister ki Abidin Dino’nun elinden çıkmış olsun. Ama Behzat Ç’nin çizimi olsa bile olur la! İnsan hep birlikte iyi ve güzel olmak istiyor. Birinin yüzü gözü sağlıktan kan saçarken öbürünün içi kan ağlasın istemiyor; biri çocuğuna yemek beğendiremezken öteki evine ekmek götüremesin istemiyor. Eşit ve adil olmak istiyor insan. Ama kimsenin evi yansın, ocağı batsında gözümüz de gönlümüz de yok. En azından evinin penceresini açsın, ocağından gelen kokular başkalarını ağlatmasın.
Rıdvan Şahin