clark,
bunu okuduğunda birkaç hafta geçmiş olmalı. talimatlara uyduysan şu an paris'tesindir. kaldırıma zar zor sığan o sandalyelerden birinde. umarım hava güneşlidir. sağındaki köprüden geçersen l'artisan parfümeri'yi görebilirsin. papillons extreme'i denemelisin. o kokunun her zaman sana yakışacağını düşünmüşümdür. söylemek istediğim fakat söyleyemediğim birkaç şey var çünkü ben bitiremeden duygusallaşırdın. işte söylüyorum. eve döndüğünde michael lawler sana yeni bir başlangıç yapmaya yetecek bir banka hesabı verecek. hayır, panikleme. hayatının sonuna kadar yan gelip yatmana yetmeyecektir ama özgürlüğün için yeterli. en azından okul ve ev masraflarını karşılar. cesurca yaşa clark asla durma, sakın bir yerlerde takılı kalma. çizgili külotlu çorabını gururla giy. hayatta hâlâ fırsatlarının olduğunu bilmek bir lüks. bunları sana vermiş olduğumu bilmek içime biraz olsun su serpiyor. işte... hepsi bu kadar. kalbimde bir iz bıraktın clark. tatlı gülümsemen, komik kıyafetlerin ve kötü esprilerinle odamdan içeri girdiğin ilk andan itibaren bende bir iz bıraktın. beni o kadar sık düşünme, üzülmeni istemem. sadece iyi yaşa. sadece yaşa. attığın her adımda yanında olacağım.
sevgiler,
will.