Aşk neydi?
Gönül nûr-ı cemâlinden habîbim bir ziyâ ister
Gözüm hâk-i rehinden ey tabîbim tûtiyâ ister
****
Safâ-yı sîneme zulmet veren jeng-i günâhımdır
Aman ey kân-ı ihsân zulmet-i kalbim cilâ ister
****
Sarıldım dâmen-i ihsânına ey Şâfi-i ümmet
Dahîlek yâ Muhammed hasta cânım bir devâ ister
****
Gül-i ruhsârına meftûn olanlar şüphesiz sensiz
Ne mülk ü mâl ü cân ister ne de zevk ü safâ ister
****
N’ola bir kerre şâd olsun cemâl-i bâ-kemâlinle
Ki kemter bendeniz Es’ad sana olmak fedâ ister
Hak Ne Der! Halk Ne Der!
Birçok kimseler Ekim ayında Kayaların Oğlu'nu bir
ümit bekledi...
Lakin kardeşlerim, Kayaların Oğlunu bekler iken,
ekim ayında karşımiza Yilanların Oğlu netenyahu
zalimi gavuru çıkti.
Bu hikmetli bir iş bir bilmece idi; "Hak ne der, halk
ne der?" Sözü tecelli etmişken, gelen bir haber ile
yola çıktım,
Ayşeli Polatın Yazısı: Filistinlilere Acımıyorum
“Hocam, Filistin’de yaşananlara çok üzülüyorum. Gördüklerim, duyduklarım karşısında kanım donuyor, canım yanıyor. Siz üzülmüyor musunuz? Yaşananlar sizi ağlatmıyor mu? Neden Filistin’de yaşananlara dair hiçbir şey yazmıyorsunuz?” mesajıyla serzenişte bulunmuş biri. Ah be güzel kardeşim, ne diyeyim şimdi ben sana?
Üzülüyorum elbet. Hem de kalbim
“Filistinlilere Acımıyorum.”
“Hocam, Filistin’de yaşananlara çok üzülüyorum. Gördüklerim, duyduklarım karşısında kanım donuyor, canım yanıyor. Siz üzülmüyor musunuz? Yaşananlar sizi ağlatmıyor mu? Neden Filistin’de yaşananlara dair hiçbir şey yazmıyorsunuz?” mesajıyla serzenişte bulunmuş biri.
Ah be güzel kardeşim, ne diyeyim şimdi ben
KİME, NEYE, NİYE ÜZÜLMELİYİZ.!?
. . .
“Hocam, Filistin’de yaşananlara çok üzülüyorum. Gördüklerim, duyduklarım karşısında kanım donuyor, canım yanıyor. Siz üzülmüyor musunuz? Yaşananlar sizi ağlatmıyor mu?
Neden Filistin’de yaşananlara dair hiçbir şey yazmıyorsunuz?”
mesajıyla serzenişte bulunmuş biri.
Ah be güzel kardeşim, ne diyeyim şimdi ben sana?
Üzülüyorum elbet. Hem