"Allah’ın kulu ve Rasûlu Muhammed’den, Rûm’un büyüğü Hirakl’e..." İbni Abbâs (رضي الله عنهما) anlatıyor: “Ebû Sufyân ibni Harb bana şöyle haber verdi: Rasûlullah'ın (ﷺ) (Hudeybiye’de) kendisiyle ve Kureyş kâfirleriyle yaptığı sulh esnâsında, ticâreti için Şam’a giden bir Kureyş kâfilesi içinde bulunuyordu. O günlerde (Rûm Kayseri)
Biliniz ki: Bizim muradımız medeniyetin mehasini ve beşere menfaati bulunan iyilikleridir. Yoksa medeniyetin günahları, seyyiatları değil ki; ahmaklar o seyyiatları, o sefahetleri mehasin zannedip, taklid edip malımızı harab ettiler. Ve dini rüşvet verip, dünyayı da kazanamadılar. Medeniyetin günahları iyiliklerine galebe edip seyyiatı hasenatına racih gelmekle, beşer iki harb-i umumî ile iki dehşetli tokat yiyip, o günahkâr medeniyeti zîr ü zeber edip öyle bir kustu ki, yeryüzünü kanla bulaştırdı. İnşâallah istikbaldeki İslâmiyet’in kuvveti ile medeniyetin mehasini galebe edecek, zemin yüzünü pisliklerden temizleyecek, sulh-u umumîyi de temin edecek. (Hutbe-i Şamiye)
Reklam
REALİSTLER ve İRÂDE...
Nurettin Topçu
Nurettin Topçu
: "(...) Benlikten ayrılan nazarî bir hürriyetin varlığı sadece vehimden ibarettir. Belki benliğin dıştan gelen tesirlere karşı aldığı bir vaziyet, onları bir karşılayış tarzı vardır. Bu karşılayış bakımından insan ruhlarını "realist" ve "idealist" olarak birbirine zıt iki gurup hâlinde ayırabiliriz. Realist ruhlar,
İmamu'l-Haremeyn Cüveynî'den "Hilafet nedir?" sorusuna, bin sene evvelinden günümüzü de izah etme sadedinde ağlatan cevab: "Anlaşıldı ki sadru'lvera (dünyanın sinesi) ve dinin sığınağıdır, milletin yük ve ağırlığını üstendi, işlerini sırtına aldı, insanların umutlarını kendisine bağladı, temenniler eteklerini ona uzattı, yeryüzü sultanları sulh ve harb, anlaşma ve anlaşmazlıklarını yüce düşüncesine havale etti, dünya ona sığınmakla sabah ve aksamlarına kavuştu. Bir kaç gün vazifeden ayrılsa istikamet yol değiştirecek, yeryüzü sarsılacak, zamanın gaileleri belâlarını ortaya koyacak, işler anlaşılması zor bir biyuta ulaşacak ve çözülmesinden umut kesilecek." (el-Giyasî, s. 233) (Alinti)
LÛ­GAT­ÇE: hakaik: hakikatler. harb-i umumî: dünya savaşı. hasenat: iyilikler, güzellikler; sevaplar.
Risale-i Nurdan Alıntılar
Barış Kur'an'ın Hakikatleri İle Mümkün Çünkü bu hakikat noktasında, kat’iyen Kur’ân’ın misli yoktur ve olamaz ve hiçbir şey bu mu’cize-i ekberin yerini tutamaz. Sözler, On Üçüncü Sözün İkinci Makamının Zeyli, s. 179 *** İstikbalin kıt’alarında hakikî ve manevî hâkim olacak ve beşeri dünyevî ve uhrevî saadete sevk edecek, yalnız İslâmiyet’tir
Reklam
21 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.