Hasan'a 12. Mektup
Köyden havadis sormuşsun,
Hayat bir kumar oldu ha!
Duydun mu, biliyor musun?
Kancıklar tam-er oldu ha!
Salma geziyor salaklar,
Kuyruğa değer kulaklar.
Dünkü ot yiyen oğlaklar,
Bugün kan emer oldu ha!
Azdı eşekler temelli,
Kaşağı otuz, yem elli…
Sıpanın keyfinden belli
Semer de semer oldu ha!
Abdurrahim Karakoç
HASAN'A MEKTUP – VII -
Kıbleyi şaşırdık dört günden beri
Ay doğduğu yerden aşıyor Hasan.
Bir türlü kemiği örtmüyor deri
Tükrükler ağızdan taşıyor Hasan.
Lekeye boyandı gündüzün bağrı
Az önce yağmuru sen sanıp,
Bir miktar yaşadım.
Bir miktar yaşadım seni,
Hasretin baş aşağı.
Elimde kaşağı,
Kağıtlar asil bir at gibi.
Kaşıyorum her zerresini,
Seni götüren yasağın.
Sen kilitli kasamın,
Anahtarını yuttular.
Sıcaklığın azaptır,
Buzla kaplı kuzey kutbuna.
Gidişin gözümde,
O kadar güzel bir renk ki.
Bir gün benim olursan,
Şayet geri dönüşünü kutlamam.
Türk Hikayeciliğinin Babası: Ömer Seyfettin
Çocukluğumuzu hatırlayalım. Sokaklarda koşturduğumuz, oyunlar oynadığımız okula gittiğimiz ve hayatın acımasız gerçekleri ile tanışmadığımız zamanlar… İşte bu zamanlarda Ömer Seyfettin’in illaki bir kitabını öğretmenlerimiz bizlere okutmuştur. Falaka, Kaşağı, Yalnız Efe ve nice özgün ve bizlere hitap eden hikayeler… Gelin şimdi Türk