gece bir tabut gibi çöker omuzlarıma bir ölünün iççekmesi olur rüzgar hüzünle düşünürüm uzaktaki bir evi yıldızlar sayılmaz: hasret uzakta hasreti bir ben bilirim bir de gecenin gözlerindeki baykuş baykuş kötü kuş baykuş çirkin kuş onu hüznümle güzelleştiririm, hüznümle süsler, bir damın üstüne oturturum süsler, damımın üstüne oturturum
ANNE VARDIR KUDÜS DOĞURUR
Biz müslümanız.Derdi kendini geçmiş,kendinden derdi için vazgeçmiş lakin örtüsünün ucunda hakikat izleri bulunduran dertli Müslümanlar olmalıyız. 'Uyuyanları uyandırmaya bir uyanık yeter' dedikleri bir olmaya talip Müslümanlar olmalı;yarınları özgürce yaşamak için.Bu noktada yarınları kurtaracak evlatlar yetiştirecek olan kadınlara mühim
Reklam
teninde dağılır, ruhunu dağıtır, yeniden toparlarız bu şehrin hiçlik duygusunu.. avuçlarında bir kelebek yaşatır, elinde yeşeren sarı çiçeklere de beyazıyla gururlu yalnızlıklar dökeriz.. ikimize ait bir evi hayal edebilmenin ustasıyız sevgilim, bahar renklerinden bir duvar, kahve fincanlarından bir sabah, gözlerinden bir balkon, ağaç uğultularından odalarımıza doluşan ikircikli bir huzur.. gün doğar elbet taşarız sokaklarında, kuş kokusundan kırmızı bir kazakla üzerinde, hürriyetinde kahvaltılar ederiz bu semtin.. sen sevmezsin öyle kalabalık sofraları, bilirim sadeliğine inanırsın sevginin de aşkın da; eh iki zeytin ağırlığında buluruz anlamını belki yaşamanın.. içimizi çeker, pencereyi açar çocukluğuna sarılırız gün gelir..
Güngörmez
"Hiç sevmem kışları" derdi. Neymiş üşürmüş de kalın giymek zorunda kalırmış. "Hahh" dedim içimden. "Yazın da, kışın da mahallenin en pejmürdesi sensin..." Bunları o zamanlarda çok yakın olup da sevemediğim, şimdilerdeyse rahmetli olan canım arkadaşıma söylerken yıl 1995 aralığın 17'siydi. Şimdiyse 2006 yazının
Gerçek hayattan esinlenmiş etkileyici bir öykü…
Annem, evi, babamı ve bizi terk ettiğinde ben altı yaşında, abim sekiz yaşındaydı. Annemin babamı terk etmesini o yaşta bile anlamıştım da, bizi terk etmesini anlamamıştım. Anne çocuklarını terk eder miydi? Babam, annemi döverdi. Babam beni, abimi döverdi. Ben o yaşlarda babalar döver diye biliyordum. Babalar döver… Anneler olmayınca, evlerin
Bir Bayram Günü
Günün henüz ağarmaya başladığı saatlerde çayır çimen kırağıya yenik düşerdi. Güne normalden biraz daha erken başlayan köylü kadınlar telaşla ahırlara giderken, içeriden sabırsız inek sesleri gelirdi. Belki yavrusuna kavuşma heyecanı, belki özgürlüğe kavuşma ümidiydi o sesleniş. Kıyafetlerini dâhi bazen eşlerinin, bazen evi çekip çeviren
416 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.