Olur mı bir gün aceb fasl-ı nev-bahâr-ı ferah, Eser mi gülşen-i hâtırda rûzigâr-ı ferah . AÇIKLAMA : Acaba bir gün ferah baharının zamanı gelir mi? ( Acaba ) hatır gülşeninde ferah rüzgârı eser mi?
Bizim ilim/irfan geleneğimizde asıl olan, “kitap” değil, “rehber/mürşid/hoca”dır. Bu tespit, yalnızca pratik yönü ağır basan ve muhakkak bir “fem-i muhsin”den alınması gereken “Tecvîd ve Kırâât” gibi ilimler için değil, teorik ilimlerin bütünü için de geçerlidir. Tasavvuf için de durum farklı değildir. Aslında bir “hâl”den ibaret olması gereken
Reklam
Mehmet Fatih Kaya Hocadan Mühim ve Enfes Bir Yazı Bizim ilim/irfan geleneğimizde asıl olan, “kitap” değil, “rehber/mürşid/hoca”dır. Bu tespit, yalnızca pratik yönü ağır basan ve muhakkak bir “fem-i muhsin”den alınması gereken “Tecvîd ve Kırâât” gibi ilimler için değil, teorik ilimlerin bütünü için de geçerlidir. Tasavvuf için de durum
"Mucizeleri İnkâr eden, M. İslâmoğlu ve Kur'aniyyûn Taifesine..."
- “Kur’ân Müslümanları” adını alarak kendilerine kutsal bir hüviyet kazandırdıklarını düşünen Kur’âniyyûn hareketi, zuhûrundan günümüze kadar ‘‘Kur’ân’la, Kur’ân-ı Kerim’e karşı direnen müslümanlar topluluğu’’ olarak anılmışlardır. - Kuşatma... - Kur’ân Müslümanları’nın reddettiği mevzulara Allah Rasûlü bağlamında bakıldığında her birinin
Kadınla iyi geçinmek gerek
HANIMLA İYİ GEÇİNMEK GEREKİR! Din kitaplarında yazıyor ki, kadın çamaşır yıkamaya, yemek pişirmeye ve hatta çocuğuna bakmaya mecbur değildir. Mecbur olmadığı işlerde onu, çamaşırcı, aşçı, hizmetçi gibi kullanmaya kimsenin hakkı yoktur. Yeryüzünde dört dörtlük kadın olmaz. Hepsinin iyi yönü olduğu gibi, kötü yönü de olabilir. Bir atasözü var.