Göğe açılan Pencere..
Çocukluğunda sakladığı yaralarının bir tesellisiydi bu kim bilir belki de hiçliğine... Yaşamak delicesine bir duygu derken hayallerini süslediği mesleğin hakkını vermek adına yola düştü Deniz.. Memleketinde olmayan bir ismin ağırlığnı taşıyordu kimsesizce. Babası bu ismi ona vermeden önce gözlerinin karalığına bakıp" deniz gibi aydın,
Necip Fazıl Kısakürek
Onda sırların sırrı: Bulmak için kaybetmek.
Reklam
Necip Fazıl Kısakürek
Deryada sonsuzluğu zikretmeye ne zahmet! Al sana, derya gibi sonsuz Karacaahmet! Göbeğinde yalancı şehrin, sahici belde; Ona sor, gidenlerden kalan şey neymiş elde? Mezar, mezar, zıtların kenetlendiği nokta; Mezar, mezar, varlığa yol veren geçit, yokta… Onda sırların sırrı: Bulmak için kaybetmek. Parmakların saydığı ne varsa hep tüketmek.
Bir kitap okudum, sırrı bir kaç ayette gizliydi. Okuyanın değil yaşayanın hayat bulduğu, Her zerresine kadar ibadete durduğu, Acizliğiyle gurur duyduğu, Gönlün sırrına vakıf olup, Aşk'a meftunluğu. Değil miydi ki sadece Bir vardı, Kalanı hep O'ndan alemler içine aktı. Öyle bir var vardı ki, kalanın yok olduğu, Sırların için de hiç olduğu, Öyle işte, Vardan gelip Hiçliğe koyulduğu...
Hz.Yusuf(a.s) bir rüya görmüştü. Yorumlasın diye babası Hz.Yakup(a.s) anlattı. Ve Yakup Nebi’nin dinlediklerinden sonra ona ilk cümlesi: Sakın rüyanı kardeşlerine anlatma.. Unutmayın; Elindeki sırrı saklayamayana, yeni sır vermez “Sır”ların sahibi.. . . Korhan Tokgöz
İkisi de yıllardır birbirini arıyordu. İkisi de yıllardır buluşmanın ateşiyle yanıyordu. Belki sırlarını paylaşmak için, belki iki parçaya ayrılmış tek bir sırrı birleştirerek hakikati öğrenmek için. Ahmet Ümit
Reklam
206 öğeden 111 ile 120 arasındakiler gösteriliyor.