Soluk Bir Hikâye
Evrende bir kum tanesi büyüklüğünde gezegenin yaşayan canlılarıyız. Koparılan onca hengâme niye? Durup bir düşünmeli miyiz? Yoksa kendimizi delicesine kaptırdığımız şu biteviye hayatın sürmenajını çekmeye devam mı edeceğiz? Ömür dediğimiz şey, yani insan ömrü, evren için belki de tam kapatılmayan bir çeşmeden bir damla suyun lavabo deliğine
"... Bir gün çekip gidecekse, bu birdenbire olmasın istiyorum. İnsan, ne denli çaba gösterirse göstersin ve kaçınılmazlığa ne denli inanırsa inansın, Ayrılığa hiç bir zaman hazırlanamıyor çünkü." Hasan Ali Toptaş - Sonsuzluğa Nokta
Reklam
Geriye ne kalırdı ki? Diyelim, anne şefkati kaldı varlığı­mın en incelmiş yerinde ve onu da işedim, babamın eve sey­rek gelip sık gittiği yıllarda açılmış yaralarım vardı yüreğim­de onları da işedim, bir kadın düşlüyordum anneme baktık­ça onu da işedim, “Beni yaşata yaşata öldürüyorlar,” tümcesi uzun süredir dilimin altında yatıyordu onu da
''İnsana kendi yaşamı bile büyük geliyor kimi zaman; ne yapsa, kimi sevse, kimlerce sevilse, hangi işlerle uğraşsa ve nerelerde gezip dolaşsa, bir türlü dolduramıyor. Her şeye karşın, ele geçirilemeyen derin boşluklar kalıyor önümüzde arkamızda.'' Hasan Ali Toptaş - Sonsuzluğa Nokta
İnsanlar isterlerse her şeyi, ama hemen her şeyi bir tür silaha dönüştürebilirlerdi... En çok da sevgiyi... Sonsuzluğa Nokta, Hasan Ali Toptaş
Kitap özeti
Sonsuzluğa nokta kitabında Hikayedeki kahramanın dünyasında hissediyoruz Kahramanın ruhsal dünyasının çok iyi yansıtıldığı düşünüyorum. Bir nevi psikolojik yönü işlenmiş babasının psikolojik baskısıyla büyümüş ama çocukluk yıllarından hiç çıkamamış o dönemlere saplandığını görüyoruz. Kahramanımız babasına nefret duyup günlük yaşamdaki en basit işlerde bile babasını görüp sosyal İzolasyon yaşadığını farkediyoruz. Bir nevi psikolojik ve sosyolojik bir roman Tavsiye ediyorum.
Reklam
70 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.