Dekolte ile ahlakı çöken bir toplum…
Bir erkeğin herhangi bir organı nasıl tabu değilse kadın bedeninin herhangi bir parçası da tabu değildir. Kadın bedeni ve ya erkek bedeni biri diğerinden daha tanrısal değildir. Hiçbir beden bir ahlakı ve yahut bir “namusu” ifade etmez. Her beden hürdür, sahiplik hakkı ise cemaatleşmiş bir toplumun algılarına bırakılamaz, bedenler, bireylerin asli ve kendi özel mülküdür. Herhangi bir bedenin açıklık ölçüsüne karar verecek olan toplumsal dinamik ve onu oluşturan ahlaki ögeler, içerisinde bulunulan garip inançlar değil, bireyin öz tercihleridir. Hiçbir fikir tabu olamaz, çünkü; çağların ürünüdür ! Kadınlığa indirgenen ve ataerkil ilişkilerin bir sonucu olan kadın vücudunun “günahlaşması” aslında kadının kendisine yabancılaşmasını, bedenini, cinselliğini ve sosyal ilişkisini idame ettirememesine var olan muhafazakar yapının yıkılmadan özgürlüğün olamayacağını bugün bir kez daha görmüş olduk. Amerikan televizyonuna göre normal olan bir görüntünün Türkiye’de ahlakı gıdıklaması, bazı maymunların cinselliğini kabarmış olması, Ortadoğu ahlakının “kadına” indirgenmesinin en net örneğidir.
"Ben cennetim, cehennem, tabu, gizem, tanrısallık. ben senin içindeyim çelişkili ve basit Son öz, gerçek olmayan BENCE… Seni seviyorum, çünkü beni yapıyorsun Sadece, farklı, farklı gizemli İlahi… Dudaklarında Yeniden doğdum... Çünkü ben senin içinde yaşıyorum. Sen de bana.
Reklam
yıkılmayacak tabu yoktur, tadılmamış zevkler vardır
Aklından geçen senin için de olur Kim derdi ki Hatıralardan bir yol olur, ölmezdim Kim bilir Bir de sor geçen zamanı, ölmezdim Kim bilir Aklımda geçen zamanı Korkudan mıdır ya da değişmez kadim tabu Kim derdi ki Sancılardan bir hayat bulur, ölmezdim Kim bilir Bir de sor geçen zamanı, ölmezdim Kim bilir Aklımda geçen zamanı, ölmezdim Kim bilir Ölmezdim Kim bilir Ölmezdim Ölmezdim
oğlum salim ne kaybetceksin başka, zaten elinde ne kaldı ki, sikik birkaç tabu, toplumsal birkaç afferin lafı, aptal birkaç arkadaş, geçmişten gelen birkaç sözde güzel olay, ee sonuç, bu dünyada seni bağlayan ne var ki? aptal birkaç felsefe malumatı, birkaç şişe şarap, şimdi çalan bir plak ve hayal kırıklığı dışında neyin kaldı ki salim?
"Ama o bir anne..." Bu yüzden annelerin kötüye kullandığına inanmak imkânsız gibi. Toplum sadece "anne" yi iyi bir şeyin sembolü olarak görebilir. Bu bir tabu.
Bilinmeyen Şiir
Bilinmeyen Şiir
Reklam
Şahsi düşüncem
Sosyo-kültürel düzenin düşüncelerimize işlediği "eğer bu şekildeyse, sonuç bu olacaktır" kalıbı, yıkmamız gereken en büyük tabudur. Çünkü hayat en büyük güzellikleri, engel gibi görünebilecek zorluklar veya eylemlerle beraber karşımıza çıkarabilir. Yıkılması gereken bu tabu, yıkılmak yerine bizi ve şekillendirdiğimiz hayatımızı kontrol etmeye devam ederse, en büyük mutluluğu elimizle itmiş de olabiliriz. Hayatımızın ilerleyen sürecinde ilk kez "keşke" dememize de sebep olabilir. Bu yüzden tabular, kalıplar, ön yargılar ve sosyo-kültürel düzeni bir tarafa bırakıp anın getirdiğini ve karşımıza çıkanı, zamanın akışıyla yaşamalı ve tecrübe etmeliyiz. Aksi taktirde doğru zannettiğimiz yanlışları da hayatımıza almış olabiliriz, yanlış zannettiğimiz doğruları da itmiş olabiliriz.
Totem ve Tabu
Totem ve Tabu
Yaş ilerledikçe kimseyle uğraşasın gelmiyor, kendini yetiştirememiş insanlardan uzaklaşıyorsun. Seni hasta edecek insanları iyileştirmeyi bırakıyorsun. .
810 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.