Sadece bir öneri
Tekerlemelerin de diksiyonu geliştirdiğini biliyor muydunuz? 🧐🤔 A’dan z’ye kadar tekerlemelerimiz var. Her güne 1 harf tekerlemesi bırakarak diksiyonumuzu daha da güzelleştirebiliriz. Hem eğlenceli hem de faydalı bir uygulama. Öncesinde; diyafram nefesi egzersizleri, dudak egzersizleri (U-X çalışması) yapıp daha sonrasında ise tekerlemeler ve sesli okuma ile bitirebiliriz.
Siz gerçekten Yaradan'la hiç konuşmuyorsunuz! Seslerin duâya dönüştüğü bir seyr-ü seferden haberiniz yok. Küçük itiraflarda bulunmuyorsunuz O'na. Günahlarınızı tutup getirmiyorsunuz huzuruna. Keskin, samimi ve yalın değil dilinize gelen, avuçlarınıza biriken duâlar. Yalnız soğuk tekerlemeler ve otomatik formüller var dilinizde. O'ndan istemeyi bilmiyorsunuz. Gökhan Özcan
Reklam
Yokşarkı
O şarkı hiç bir vakit duyulmadı hiç bir yerde… Karanlık, upuzun gecelere eşlik eden; Bir kıtadan bir kıtaya yorulmazca yürüyen; Çiçek veren, her mevsimde, her iklimde, her şehirde; O şarkı değildi… Her pazar, yaralı bir ceylanmış da, seke seke gitmede; Yükselerek perdede, her tabut görüşünde; Taşı kırık bütün o mezarlarda gezinen; O şarkı
Tekerlemeler Dünyası...
Tutsak fikirler yıllandıkça çöpe dönüşür. Fikir, kasıp kavurduğu anda fikirdir. Keşke, mürekkep ve kağıt pahalı olmasa. Fikir, ırgat muamelesi görmese. İnsanlar, tekerlemelerden kurtulurlardı!
İçimizde insanı, hayatı, iyiliği, güzelliği kollayan bir meleke var, olmalı. Tükenmeye her yüz tuttuğumuzda hatırlatmalı hakikatin enginliğini, heyecanını, neşvesini en gür sesiyle ya da sadece fısıltıyla bize. Ama neden her geçen gün duymakta biraz daha fazla zorlanıyoruz o sesi. Hayatımızı gürültülü şeyler, yıkıcı ezberler, zihin öğütücü
Gökhan Özcan
İçimizde insanı, hayatı, iyiliği, güzelliği kollayan bir meleke var, olmalı. Tükenmeye her yüz tuttuğumuzda hatırlatmalı hakikatin enginliğini, heyecanını, neşvesini en gür sesiyle ya da sadece fısıltıyla bize. Ama neden her geçen gün duymakta biraz daha fazla zorlanıyoruz o sesi. Hayatımızı gürültülü şeyler, yıkıcı ezberler, zihin öğütücü tekerlemeler ele geçirdiği için olabilir mi? Baktığımız hiçbir şey bize iyiliği, güzelliği çağırmıyor neredeyse. Hep yakıp yıkmak, yargılayıp infaz etmek, kurutup soldurmak, vurup yerle yeksan etmek arayışı içindeyiz. Bizi ziyankârlığa çağıran ses, içimizdeki o düşman, nasıl oldu da gemi azıya aldı, kara bağırgan sesiyle bütün ahenkli sesleri bastırır hale geldi. Neden her şeyin insan için yapıldığı iddiasıyla inşa edilen düzen, insanın bütün insanlığını öğütüp un ufak eder oldu? Neden pıstık bu kadar, neden ayakta kalamadık? Neden azıcık da olsa bir dirayet gösteremedik? Neden içimizde hiç bahar barınamayacak kadar ayaza teslim ettik kendimizi? Neden hiç vuruşmadan, insanlığımızı hiç savunmadan adeta, bütün mevzilerimizi kaybedinceye kadar geriledik, geri çekildik? yenisafak.com/yazarlar/gokhan...
Reklam
42 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.