KAVAK AĞAÇLARI
Çatıdaki kiremitleri seyrediyorum Yağmur oluklarından boşalıyor Kırmızı renk almış berrak sular Hızla iniyor çatıdan aşağıya Aşağıdaki derenin sesi geliyor Çagıldıyor tüm heybetiyle Su kuşları derelerde
Nazım Hikmet'ten
Yine Yağmur Üstüne Serçe kuşları gibi yağmur çinko dama serptiğim ekmek kırıntılarını telâşlı telâşlı, tıkır tıkır. serçe kuşları gibi yağmur.
Reklam
Bir insana inanmak ne demek biliyor musun? Kapının önündeki ağaçlarla birden çiçeğe duruyorsun. Sokaktaki kedi bacaklarından önce boynuna dolanıyor. Gidip ilk gençliğin uykularına boyanıyorsun. Yağmur öyle gamzeler açıyor ki baktığın yerlere. İlan-ı aşk makamından bir ürperti dudaklarının neminde. Unuttuğun mavilik gövdeni bahar dalına çeviriyor. Ne demek biliyor musun bir insanı sevmek. Birden dünyada kötü insan kalmıyor. Puhu kuşları saka kuşlarının şarkısını söylüyor geceye. Bütün erkekler kadınlarda inceliğe dönüşüyor. Tanrı, çocukların sevgisiyle iyileştiriyor dünyamızı. Sular yıldızlar çimenler bahçeler güneş salkımları. Hepsi günde bin kez sonsuzluğundan doğuruyor bizi.
Şükrü Erbaş
Şükrü Erbaş
Serçe kuşları gibi yağmur
Yüreğinde yalnızlığın tortusu Vazoda yaseminler Ufukta yağmur kuşları Çözülmez bilmecelerdi hep Attila İLHAN
Boynun (II)
boynun diyorum boynun kafdağının ardında saklı kalmış bir nehir olmuş da keşfi bana nasip olmuş sanki abarttığımı sanma ılık bir yağmur damlası olup süzülüyorum boynunun cennet atlasında birkaç dakikalığına da olsa
Reklam
385 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.