Der Ki Tarih Dergisi
“Dü İbrâhîm âmed be-dâr-ı cihân Yekî büt şiken şûd yekî büt nişân.” Yani: İki İbrahim geldi cihana, biri putları kırdı, Öbürü put dikti. İşte bu beyit Figani'nin canını aldı. Pargalı İbrahim Paşa, sanata düşkün, tarihi iyi bilen bir Paşaydı. At Meydanına, Mohaç zaferi sonrası Budin'den getirilen; Zeus, Diana ve Apollon heykellerini diktirmişti. Yobazlıkta sınır tanımayan ulemanın tepkisini çekmiş ve meşhur şair Figani'nin bu beyitleri söylemesine neden olmuştu. Oysaki yüz yıllar sonra Padişah Abdüllaziz kendi heykelini yaptıracaktı. İşte Osmanlı'nin çöküşü de böyle bağnaz, gelişime kapalı olan, din üzerinden yürümeye çalışanlar tarafından başlatılmıştı. Oysaki Ulu Hakan Fatih Sultan Mehmet Han, dinin etkisini kırmak adına 6 Pozitif bilim dersinin okutulmasına, 2 tane de din dersinin verilmesine karar vermişti. Fatih'ten sonra Pozitif bilimler yavaş yavaş kan kaybetmeye, Kanuni zamanında din ve pozitif bilimler eşitlenmeye başlamıştı. Daha sonra ise pozitif bilimler tamamen ortadan kalkacaktı. Pozitif bilimlerin ortadan kalkması bir nevi Osmanlı'nında ortadan kalkması için zemin hazırlamıştı.
Şeyh Hasan Dede'nin izniyle Kasımpaşa Mevlevihânesine gidip semâ meşketmeyi kurdum. Zira Kasımpaşa Mevlevîhânesinin Şeyhi Şemseddin Efendi vefat edip mahdumu Ali Efendi postnişîn olmuştu. Ali Efendi çocuk yaşda olmakla, Mesnevîhân meşhur Hüsameddin Efendi merhumun iradeleriyle Kasımpaşa Mevlevihânesinde kıdemli Mevlevîlerden gayet âbid ve zâhid hakkak Kadri Dede Efendi nâmında bir zâtı vekâleten postnişîn yapmışlardı. Kadri Dedenin hanesi de Aksaray'da olup Şeyh Kadri Dedeye ifâde ettiğimde bilâ tereddüd aşk ve muhabbetle kabul etti. Hemen dedelerden birisine emredip bir adet sikke-i şerife getirip odayı halvet ederek tekbir ile başıma koydu. Bir müddetçik orada zikir ile meşgul oldum. Sonra çocuk Şeyh Ali Efendinin huzuruna çıkıp ellerini öptüm. Sema' meşketmek için mutfakta bulunan çilekeşlerden bir dedeyi çağırtıp beni ona teslim ettiler. Aşçıdede Halil İbrahim, Hatıralar, haz. Reşad Ekrem Koçu - Mehmed Ali Akbay, İstanbul Ansiklopedisi ve Neşriyat, İstanbul t.y., s. 30.
Reklam
Kürt varlığının gerçekleşmesinde Zerdüşt geleneği önemli bir rol oynar. Bu gelenek tek tanrılı İbrahimî dinlerle puta tapar (totemik) dinler arasinda tarihsel geçiş halkasıdır. Kabile kültürlerinde egemen, din anlayışı olan totemik yapıları ilk defa, tabusal olmaktan Çıikarıp ahlâki kayramsal bir temele dönüştüren Zerdüştlük ilk büyük dinsel ahlakį devrimdir. Arap kabilelerine dayalı Islâmî çıkışa benzeyip onu önceler. Proto Kürt Med kabilelerinden inanç ve ahlâk temelli daha üst bir birlik ortaya çıkarmayı hedefler. Kabile toplum krizine demokratik yanı ağir basan bir çözüm geliştirir.
SAHAFLAR ÇARŞISI
SAHAFLAR ÇARŞISI Kitap üzerine inşa edilmiş bir medeniyetten geriye kalan en önemli emarelerden biri hiç kuşkusuz “sahaflık” geleneğidir. Bu geleneğin bugün ne kadar ihya edildiği, ne kadar temsil edildiği konusundan öte, söylenecek belki en önemli söz, “bir yerde kitap varsa, külleri ve tozları üzerinden inşa edilecek bir medeniyet vardır” demek olacaktır. Bugün sahaflık mesleğini/mevkiini ihyadan çok uzak olan “sahaflar çarşısı” ise Kapalıçarşı’da, eskiden kitapçıların bulunduğu yerde idi. 1894’teki büyük İstanbul depreminde, Kapalıçarşı, büyük bir hasar gördü. Sahaflar Sokağı da depremden nasibini alınca kitapçılar birer birer çarşıdan ayrılmaya başladı. Sahaflar Çarşısı’nın 1950 yılında hemen hemen tamamına yakını yandı, dükkânların içerisindeki binlerce yazma da yok oldu. İstanbul Belediyesi yanmayan yerleri kamulaştırıp ahşap dükkânları betonarmeye çevirerek yeni bir çarşı ortaya koydu. Çarşının ortasına da ilk Türk matbaasının kurucusu İbrahim Müteferrika’nın büstünü yerleştirdi. Beyazıt Camii’nin yanındaki Sahaflar Çarşısı’nda 23 dükkân bulunmaktadır. Diyanet İşleri Başkanlığı
Megri megri, öyle mi!
İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ, kurucusu olduğu İyi Parti’nin gizli bölmelerindeki kapakları açmaya devam ediyor. “İstanbul İl Başkanı FETÖ’cü” açıklamasından sonra bu defa Millet İttifakı ortakları CHP, Saadet Partisi ve HDP ile birlikte hazırlanan gizli anayasa hazırlığını anlattı. Çalışmanın mimarlarından CHP’li anayasa hukukçusu Prof.
İhve-i Selâse (Üç Kardeş)
İHVE-i SELÂSE (الإخوة الثلاثة) (İslam Ansiklopedisi, cilt: 22; sayfa: 7-8, Mehmet Bulut) Allah’ı zorunluluk altına sokan vücûb görüşünün eleştirisi için kullanılan sembolik bir örnek. Ebü’l-Hasan el-Eş‘arî’nin önceleri mensup olduğu Mu‘tezile mezhebini terkedip Sünnîliğe geçişi, bazı kaynaklarda gördüğü rüyalara dayandırılırken
Reklam
369 öğeden 711 ile 369 arasındakiler gösteriliyor.