Türkler kavga etmezse başlarında bit çıkar… İlber Ortaylı
AKLIN, AHLAKIN VE VİCDANIN OLMADIĞI İSLAM HUKUKU
İslam hukuku olan Şeriat açısından durum açıktır: İslam dininden olmayan aslında düşmandır, ama hak dinine davet edilmesi gerekir; kabul etmez ise vergi ödemelidir. Bunu da kabul etmez ise, dinin emri gereği kılıç zoruyla kabul ettirilir. Yani ya ölür veya kabul eder. Başka bir deyişle de katli vacip olur. İslam dininde zorlama yoktur derken, aslında vergi vererek, din değiştirmekten kurtulabilirsin denmektedir. Bu bile ancak, İslam dinince kitap sahibi kabul edilen dinlere uygulanan bir ayrıcalıktır. Yoksa Türkler gibi Şaman olanlar için Müslüman olmak veya ölmekten başka yol yoktur. İslam dini, diğer dinleri zorlamaktadır. Ya hak dini kabul edilecektir veya ikinci sınıf olarak yaşanarak, Müslümanların yönetimi altına girilecek ve ek vergi verilecektir. Bu vergi bir baş vergisidir. Yani, başını kurtarmak için kitap sahibi dinlere uygulanan bir ayrıcalıktır. İslam’da zorlama yoktur demek aslında ölmenin dışında ikinci sınıf yaşama hakkı vardır demektir. Bu daha önce gördüğümüz, Şaman dini gibi, çok Tanrılı dinler gibi birlikte eşit koşullarda, eşit haklarla yaşama hakkı değildir. Zaten hiçbir tek tanrılı dinde bu tolerans yoktur.
Reklam
Korkma, sen Türk’sün! Türkler hiçbir vakit, hiçbir yerde, hiçbir şeyden korkmazlar...
Ömer Seyfettin
Ömer Seyfettin
Yağmur gibi vergi yağdırmış, her şeye zamı sokmuşlar. Sıradan bir Arap ülkesinde olsa sokakların savaş alanına döneceği vergilere tabii ki de Türk halkı herhangi bir ses çıkarmadı. Ama siz buna aldanmayın. Türkler gayet özgürlüğüne düşkün ve asi ruhludur. En azından dizilerde. :D
Türkler yaz dizisi çekmesin bence çünkü hepsinin konusu "nefretle başlayan aşk, zengin oğlan fakir kız" gibi klişe şeyler
Osmanlıyı ayakta tutan, dünya gücü yapan ve medeniyetin beşiği konumuna getiren gerçek: liyakat. 16. asırda yaşamış ve Osmanlıya elçi olarak gelmiş Avrupalı diplomat Busbecq'in bizim hakkımızda yazıklarına bir bakalım: Türk imparatorluğunda her insanın içine doğduğu şartları değiştirme ve kaderini tayin etme imkânı vardır. Türkler arasında itibar, hizmet ve idari mevkiler kabiliyet ve faziletin mükâfatı oluyor. Kişi tembel ve sahtekâr ise hiçbir zaman yükselmiyor, küçümsenip hakir görülüyor. İşte Türkler bu nedenle neye teşebbüs etseler başarılı oluyorlar ve hükmeden bir ırk olarak hâkimiyetlerinin hudutlarını her gün genişletiyorlar. Bizim usullerimiz ise çok farklı. Bizde meziyete yer yoktur. Her şey doğuma dayanır ve yüksek mevkilerin yolunu açan sadece soylu olmaktır.
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.