Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İçimdeki Tufan
Bağrımda… Bu yanan kor ateş varken… Ne rüzgâr söndürür ne kar söndürür Alevler yükselir… Yağmur yağarken… Söndürürse ancak o yâr söndürür Bir yandan alevler ruhumu sarar Bir yandan kabarır deniz… Dalgalar Boğulurum her gün… Gece sabahlar
Bunları Öldüren hangi Irktandı sor gücün yetiyorsa ???
12 Eylül 1980 ile Ekim 2000 arasında öldürülen öğretmenler Ramazan Oğuz Antalya 20 Eylül 1980 Cengiz Aksakal Artvin 12 Kasım 1980
Reklam
Allah ŞAHADETLERİNİ kabul etsin.
MEKANLARI CENNET OLSUN 2015-2016-2017 YILI TEMMUZ AYINDAN BERİ 1170 VATAN EVLADI ŞEHADETE ERDİ 1-ŞEHİT POLİS MEMURU BÜNYAMİN TORĞUT 2-ŞEHİT POLİS MEMURU OKAN ACAR 3-ŞEHİT POLİS MEMURU FEYYAZ YUMUŞAK 4-ŞEHİT UZMAN ONBAŞI MÜSELLİM ÜNAL 5-ŞEHİT ASTSUBAY MEHMET YALÇIN NANE 6-ŞEHİT POLİS MEMURU TANSU AYDIN 7-ŞEHİT ASTSUBAY İSMAİL YAVUZ 8-ŞEHİT UZMAN
"Bilim uzun ve çetin bir yoldur çocuklar. Bilimi yarı yolda bırakmayın, olur mu çocuklar? Oppenheimer gibi hissediyorsanız, bırakın yüksek binaları başkası yapsın, büyük barajlarda başkası çalışsın. Bazılarına çok uzaklardan bile görünen yüksek yapılar kurmak çekici gelecektir. Bırakınız bu işleri öyleleri yapsın. Bazıları da insanları çalıştırmak, büyük teşebbüsleri idare etmek ihtirası ile yanarak kuvvetli olmak isteyeceklerdir. Bırakınız parayla da onlar uğraşsın. Sizin kuvvetli olmak gibi bir derdiniz yoksa, siz de Leonardo Da Vinci gibi 'Kuvvet nedir?' diye merak ediyorsanız buyrun sizleri Mekanik kürsüsüne beklerim. Çünkü bazılarına göre 'Kuvvet' para ile organizasyonun çarpımına eşittir; bize göre de kuvvet ivme ve kütleyi ilgilendiren bir büyüklüktür. Bu iki formülü birbiriyle karıştırmayın olur mu çocuklar? Kürsü ile ticarethaneyi birbirine karıştırmayın olur mu çocuklar?" -Mustafa İnan
Onca Şeyin Ardından...
Gizli sokaklarına daldım ömrümün Şahidi oldu iki gözümse gördüğümün Çokları var farkında değil öldüğünün Öyküleri kısa sürmüş kiminin İçine düşmüş çetin yalnızlık ikliminin Ben kazandım ve sen yenildin yine Boşluk her taraf anlık Bir boşluk içi kalbimin artık Bir loşluk ya da belki karanlık, böyle bir şeyler Az bir tokluk gibi aç karnına,
Çocukluk düşleri
Bir zamanlar bir köy den bir köye beş km okumak için yürüdüğüm yollar boyunca hayaller kurardım. Yaşımı sorarsan 8 veya 9 bir zaman sonra 10 ve 11. Ben harflere, kitaplara, beş sınıfın bir odada bir odun sobasınin sıcaklığında küçücük bir köy okulunda aşık oldum. İlk okula gittiğim günü hiç unutmadım sanırım hiç te unutmayacağım dağ yamaçlarından
Reklam
İyi geceler
“Keşke bir anahtarı olsa kalbimizin. Sımsıkı tutsak elimizde, kimseye kaptırmasak. Sadece istediğimiz kişileri alsak. İzinsiz giren herkesi çıkarabilsek. Keşke, kimi seveceğimizi seçebilsek. İnan, ben seni seçerdim. Açardım kalbimi, seni baş köşeye oturtur, anahtarı da eline tutuştururdum. Ama yapamıyorum. Seveceğim kişiyi kendim seçemiyorum. Seni seçemiyorum. Aklımla kalbimin çetin savaşında, kalbime yenik düşüyorum.”
"Yol arkadaşım ... Yolda yalnız Bırakanım
Halil Kantarcı'nın kıymetli refikası Ayşe Hanım bugün şu yazıyı kaleme almış.. "Yol arkadaşım ... Yolda yalnız bırakanım ... gidişinden tam 4 yıl sonra ... tam da gittiğin yaşta , gittiğin yerden yazıyorum ... 37. yaş gününe , üç ay kala ... Hani “yaşlanıyorum be Ayşem , bak aklar düşüyor saçlarıma ... yaş 35 , yolun yarısına
70 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.