Yalnızca yıllar geçtiğinde anlıyor, kendisiyle yüzleşebilme imkanı buluyor insan. O eski kırdığı kalpler, yitirilmiş dostluklar ve sevgililer, kötü adamı oynadığı vakitler, yersiz yurtsuz laflar... Hepsi o insanı tanımlıyor. Sonunda tecrit edilmiş bir yaşam. Bir maske veya kamufle aleti uzuvlarımızı örter, bizi kendi sıkıntımız yüzünden düştüğümüz bataklıktan kurtarabilirdi. Tabii öyleyken böyle olurdu. İşte bunlar, "ecce homo" işte sen, işte biz!
İçinde eksiklik, çelişki barındıran şeyleri sevin çünkü onlar hâlâ insaniler, çünkü onlar hâlâ bizi tanımlıyorlar.