Huşu, ihlas, ve dini ve sünneti yaşantıya sızdırmak o içtenliği bulmak tasavvufla mümkündür. Tasavvufu sevdiren ve uygulayanlarda gönül erbaplarıdır.
Misalen Hz. Mevlana, çağında ve çağımızda sevildiği kadar en yanlış anlaşılan zatlardan biridir, kitapların daki çevilerinin bir kaçına bazı yahudilerin yanlış bilgiler sızdırıp onu yanlış (sübyancı, homo.) anlaşılmasına sebebiyet vermiştir.
Şiirlerinde Şems'e olan sevgisi hürmetini bir kadına duyulan aşk gibi anlatışı Leyladan Mevlaya çıkarken vesileye hürmet etmekten gelmektedir. Yanlışa mahâl ondan sonrakilerin işidir.
Tasavvufun kalbi bir ilim olması ve nefsi düzeltmek için olağan eforu sarfettirmesi ve böylelikle nefsi yumuşatıp ihsan boyutuna ulaştırması ve dini samimi yaşanılırlığına yardımcı olması herkes tarafından özellikle akla mantığa kalbin yerinden daha fazla yer veren kesimlere karşı anlaşılamamıştır..
Öze inmeden mananın hürriyetini tadamayız.. Haydi manaya.. (huşuya)
Gülrû