Ahmak:
Aklını gerektiği biçimde kullanma yeteneği olmayan. Sadece duyduklarıyla akıl yürütüp her şeyi kendince doğru bir kalıba oturtmuş insanlar kendisinden o kadar emin konuşur ki, okuyup, araştırıp, bilen öğrenen insan bile şüpheliyken, birilerinin çıkıp kabalık yapması gerekli değil mi bazen ? Defalarca kez bu tartışmaya girip de çoğu kez galip gelemediğine dair içimde bir ses var. Çoluğunuza, çocuğunuza, eşinize, dostunuza, düşmanınıza, sudaki balığa ve havadaki kuşa bile fısıldayınız, aklınıza her geldiğinde usulca bir yerlere sıkıştırınız; Cehaleti yenecek olan şey bildiğini bilmek değil, bilmediğini bilmektir.
Aşk nedir? Dostoyevski: Aşktır Şeyh Galib: Mumdan kayıklarla ateş denizini geçmektir Platon: Akıl hastalığıdır Aristo: Acı çekmektir Freud: Libidodur Dante: Esarettir O. Wilde: Yanlış anlamadır Goethe: Zaman kaybıdır Murakami: Makarnadır Mevlana: İnançtır
Reklam
VİCDAN NASIL DAĞLANIR
"İnsanlar artık Tanrı'dan korkmadıklarında, O'nun yasalarını hiç tereddüt etmeden ihlal ederler. Tanrı korkusu kaybolduğunda, bunun sonuçları caydırıcı olmaz." – A. W. TOZER Kutsal korkuyu kaybetmenin ilk işaretleri belirsizdir – o kadar belirsizdir ki, biraz daha odaklanmamız ve bu önemli noktayı detaylandırmamız gerekir.
AKIN AKIN GELİYORLAR!
Yapılan bir araştırmaya göre Avrupa ülkelerinde, İslam'a giren insanların sayısı "Gazze Tufanı" ile birlikte %400 oranında artış göstermiştir. Gazze'de uygulanan katliam karşısında Avrupa ülkelerindeki pek çok insanda Müslümanlara karşı duyarlılık artmış ve İslam dinini araştırarak Müslüman olmaya yönelmişlerdir. İslam'a
Allah, şehvet olmaksızın aklı meleklere verdi. Akıl olmaksızın şehveti ise hayvanlara verdi. Bunlardan her ikisini ise insanlara yükledi. Kimin aklı şehvetine galip gelirse meleklere katılır. Kimin de şehveti aklına galip gelirse o da hayvanların derecesine düşer.
euzubillahimineşşeytanirracim
"Allah indinde (geçerli olan) tek din İslam’dır." (3/Âl-i İmran, 19) "Münafıklara, kendileri için can yakıcı bir azap olduğunu müjdele! (4/Nisâ, 138-139) "Onların birçoğunun kâfir olan kimseleri dost edindiğini görürsün. kendilerine (Kıyamet Günü için) ne kötü bir şey sundu. Allah onlara öfkelendi ve onlar azabın içinde ebedî kalacaklardır. (5/Mâide, 80) "Allah’a ve Ahiret Günü'ne iman eden bir topluluğun -babaları, oğulları, kardeşleri, aşiretleri dahi olsa- Allah ve Resûl'ü ile sınırlaşan insanlara sevgi beslediğini göremezsin. Bunlar, (Allah’ın) kalplerine imanı yazdığı ve onları kendinden bir ruhla desteklediği kimselerdir. Onları altından ırmaklar akan ve içinde ebedî kalacakları cennete sokar. Allah onlardan razı olmuştur. Onlar da (Allah’tan) razı olmuşlardır. Bunlar, Allah’ın taraftarlarıdır. Dikkat edin! Hiç şüphesiz Allah’ın taraftarları, galip gelecek olanlardır." (58/Mücadele, 22) Mümin Bir insan Allah'ın münafık/fasık/zalim/kâfir diye nitelendirdiği Allah'ın hüküm ve nizamlarını tanımayan kişi/kurum/sistemlere nasıl lider edasıyla bakıp, sevgi besleyip onları öncü ve kurtarıcı görür şaşarım. Bu iki zıt durumu bir arada yapan ve müsluman vasfını kendinde gören insanları bu ayet ne kadar güzel ve sarih bir şekilde beyan ediyor. "Sana indirilene (Kur’ân) ve senden önce indirilen (Kitaplara) iman ettiğini zannedenleri görmedin mi? İnkâr etmekle emrolundukları hâlde tağuta muhakeme olmak istiyorlar. Şeytan onları (hakka geri dönüşü zor) uzak bir saptırmayla saptırmak ister."(4/Nisâ, 60)
819 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.