Kadın sahâbîlerden. Medine-i Münevvere’de güzelliği ve ahlâkı ile meşhûrdu. Tevekkül sahibi kazaya rızâ gösteren ve Hazreti Resûlullah’a çok bağlı olup, her sözünü dinlerdi. Âhireti çok düşünüp, hiç aklından çıkarmazdı. Hep ahirete hazırlanıp, ona yarar ameller işlemeye çalışırdı. Hifâ Hatun, bir gün Peygamber efendimizin huzûruna gelerek, “Ey
Çile
Gâiblerden bir ses geldi: Bu adam, Gezdirsin boşluğu ense kökünde! Ve uçtu tepemden birdenbire dam; Gök devrildi, künde üstüne künde... Pencereye koştum: Kızıl kıyamet! Dediklerin çıktı, ihtiyar bacı!
Reklam
Kader
( Adam koltukta yatmaktadır. Elinde ısırılmış elma vardır, elinden kaymış düşmüştür. Etraf dağınık, kağıtlar etrafa saçılmıştır. Kapı çalar, adam dayanamaz kapıyı açmaya gider. ) ADAM – Ben sana kaç sefer diyeceğim Azray?. ( Şaşkın ) Siz kimsiniz?. KADIN – Özür dilerim, apartman ışığına basacaktım ama sizin zile basmış oldum. ADAM – Önemli
“ Akreple Yelkovan ”
Geçmişin hatırına, akreple yelkovan geri döner mi? (Sahnede ki bankta oturan Aslı, cep telefonuyla oynayıp saçma sapan fotoğraflar çekmektedir. Sağ taraftan sahneye giren Alp, Aslıyı görür. Göz göze geldiklerinde fonda bir aşk şarkısı başlar, ardından ışık loş hale gelir. Sahne normale döndüğünde Alp tereddüt eder ama sonra Aslının yanına
Her insanın kıymeti iyiliği kadardır. Gökyüzüne yerden toz kalkar ama yeryüzüne gökten yağmur yağar. Her kap içinde olanı sızdırır. İyiler kendileri için değil, başkaları için vardır. Bilge biri: “Allah’ım” diyordu. “Sen kötüleri esirge! İyileri zaten esirgemişsin, çünkü onları iyi yaratmışsın.” İyilikte geciken, bugün yarın diyen, aza çoğa
Dost bî-pervâ felek bî-rahm devrân bî-sükûn Derd çoh hem-derd yoh düşmen kavî tâli’ zebûn * Sâye-i ümmîd zâ’il âfitâb-ı şevk germ Rütbe-i idbâr ‘âlî pâye-i tedbîr dûn * Akl dûn-himmet sadâ-yı tâ'ne yer yerden bülend Baht kem-şefkat belâ-yı ‘ışk gün günden füzûn * Men garîb ü râh-ı mülk-i vasl pür-teşvîş ü mekr Men harîf-i sâde-levh ü
Reklam
318 öğeden 431 ile 318 arasındakiler gösteriliyor.