Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bunları Öldüren hangi Irktandı sor gücün yetiyorsa ???
12 Eylül 1980 ile Ekim 2000 arasında öldürülen öğretmenler Ramazan Oğuz Antalya 20 Eylül 1980 Cengiz Aksakal Artvin 12 Kasım 1980
Allah ŞAHADETLERİNİ kabul etsin.
MEKANLARI CENNET OLSUN 2015-2016-2017 YILI TEMMUZ AYINDAN BERİ 1170 VATAN EVLADI ŞEHADETE ERDİ 1-ŞEHİT POLİS MEMURU BÜNYAMİN TORĞUT 2-ŞEHİT POLİS MEMURU OKAN ACAR 3-ŞEHİT POLİS MEMURU FEYYAZ YUMUŞAK 4-ŞEHİT UZMAN ONBAŞI MÜSELLİM ÜNAL 5-ŞEHİT ASTSUBAY MEHMET YALÇIN NANE 6-ŞEHİT POLİS MEMURU TANSU AYDIN 7-ŞEHİT ASTSUBAY İSMAİL YAVUZ 8-ŞEHİT UZMAN
Reklam
Metin Aydoğan Ülkeye Adanmış Bir Yaşam
Ülkücülere yönelik eylemler, dövme ve okula sokmamakla sınırlı kalmadı. Doğal bir tepki gibi görülerek ve “devrimcilere yapılan saldırılara karşılık vermek üzere” yaralama ve öldürmelerle sonuçlanan silahlı saldırılara yöneldi. Aynı anlayış ve yöntemi, ülkücüler de kullandı. Ateşli silahlar kullanılarak gerçekleştirilen karşılıklı saldırılar sonucu; Mehmet Büyüksevinç, Battal Mehetoğlu, Taylan Özgür, İlker Mansuroğlu gibi “devrimci” öğrencilerin öldürülmesine karşılık; Ruhi Kılıçkıran, Süleyman Özmen, Yusuf İmamoğlu ve Dursun Önkuzu adlı ülkücü öğrenciler arka arkaya öldürüldüler. Metin Aydoğan Yönetim Gelenekleri ve Türkler 2.Cilt sayfa 1007
“Ülkücüler”, “Devrimciler” 1960 yılında, birlikte hareket ederek Demokrat Parti’nin çöküşünü sağlayan Türk gençliği, sonraki 6-7 yıl içinde, birbirini görmeye katlanamayan amansız düşmanlar gibi iki büyük parçaya bölünmüştü. Yetişme biçimleri, gelecek umutları ve tarihsel kökleri ayrı olmayan, aynı ulusun gençleri, akıldışı bir kinle donatılmış
#Maraş(!)
19-26 Aralık 1978'de Maraş'ta Alevilere yönelik gerçekleşen katliamda resmi rakamlara göre 120 insan öldürüldü, yüzlerce kişi yaralandı. Maraş’ın kadınları... 'Hamileyim, bari beni öldürmeyin' Maraş katliamının özneleri arasında pek çok kadın var. Kimi sanık, kimi tanık, kimi mağdur, kimi de katliam mağdurlarının koruyucusu,
Reklam
Nutuk’tan/ İtilâf Devletleri, 22 Mart 1922’de Türkiye ve Yunan hükûmetlerine ateşkes anlaşması teklifinde bulundu. Bu teklifin ana çizgileri şunlardı: Her iki tarafın birlikleri arasında on kilometrelik, askersiz bir bölge meydana getirilecek. Birlikler takviye edilmeyecek. Ordumuzu İtilâf Devletleri’nin askeri komisyonları
Tam bağımsızlığı amaçlayarak ülkeyi işgalden kurtarma düşünce ve eylemi; Adana’da başlatılan, İstanbul’da geliştirilen ve Samsun’da uygulamaya sokulan dokuz aylık bir hazırlık dönemini kapsıyordu. Mondros Mütarekesi henüz imzalanmamışken, ülkenin işgal edilerek parçalanacağı önceden görmüş, hazırlıklarını buna göre yapmıştı. Ona göre, ulusun kurtuluşu, halkın örgütlenmesine dayalı silahlı savaşın ve ulusal bağımsızlık kararlılığının, toplumun ortak istenci durumuna getirilmesiyle olanaklıydı. Anadolu’ya bunun için geliyor ve sonuna dek gideceği, dönüşü olmayan bir yola çıkıyordu... “Bağımsızlığa ulaşıncaya kadar, bütün ulusla birlikte, özveriyle çalışacağıma kutsal inançlarım adına ant içtim. Artık benim için Anadolu’dan ayrılmak söz konusu olamaz” diyordu. Kararlılığını; koşullara ve Türk halkının özgürlükçü geleneğine uygun bir mücadele anlayışıyla birleştirmiş, ulusal olduğu kadar evrensel boyutlu bir eyleme girişmişti. Düşünce olarak olgunlaştırdığı eylem planını, halkın anlayıp katılacağı söz ve davranışlarla bütünleştirmişti. Yüksek hedefleri vardı, ancak ayrılık yaratacak erken atılmış adımlardan, erken söylenmiş sözlerden özenle kaçınıyordu. “Ben, ulusun vicdanında ve geleceğinde sezdiğim büyük gelişme yeteneğini, bir ulusal sır gibi vicdanımda taşıyarak, yavaş yavaş bütün toplumumuza uygulatmak zorundaydım” diyor ve her evrede, o evrenin gereklerine uygun davranıyordu... Kaynak; METİN AYDOĞAN “Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı”
38 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.