Osmanlı’dan Tayyip’e Bilim Düşmanlığı
Hikmet Kıvılcımlı, “Osmanlı Tarihinin Maddesi” eserinin Üçüncü Cildinde Osmanlı’da bilimin ne hallere düştüğünü ve buna bağlı olarak Osmanlı Devleti’nin yıkıma nasıl dörtnala gittiğini veciz bir biçimde gözler önüne serer. Biz bu yazıda önce Usta’nın Osmanlı’daki yozlaşmayı somut olarak gösterdiği pasajı, Osmanlıca kısımlarından arındırarak,
BABANIN GÖZLERİNDEN
Baba oğlunu divane yapmış,
Aklı, ruhu kaçmış babasının ceplerine.
Demin gördüm,
Babasına yetişecek diye,
Belki yirmi belki de otuzlu yaşlarda,
Dizginliğine ruhsat bağlamış babası.
Babanın belki aklı gider,
Bir gün bir yerde tekrar karşılaşırsak eğer
Benimle yeniden tanış
Bıraktığın gibi olmayabilir bir çok şey
Yaşım, aklım, başım yufka yüreğim
Belki de biraz daha zalim, belki de medeni halim
Bir gün bir yerde tekrar karşılaşırsak eğer benimle
Yeniden tanış
Ama kimse anlamasın bu tanışıklığın evvelini
Gözün bile ısırmasın beni bir yerden
Çıkaramadım
Savaş,
Sadece sırf benim gibi inanıyor diye,
Sadece bir topluma duyarlılık göstermem gereken bir durum değildir.
Savaş nerede yaşanıyorsa her yerde kötüdür!
Nerede masum bir çocuk,
Çocukluğunu çikolata yiyerek yaşayamıyorsa ona onu yaşatanlar kötüdür!!
Coğrafya her neresi olursa olsun,
İnsan neye inanır yada nasıl yaşarsa yaşasın insandır.
Meşru müdafaa durumu hariç
Savaş bir insanlık suçudur!
Ve savaşı coğrafya neresi olursa olsun başlatan suçludur!
"İnsanlara bu Dünya ile ilgili sorular sorun:
Bir derdin var mı, gibi.
İnsanlara Yaratıcı'nın soracağı soruları sormayın."
Fatih Sultan Mehmet Han
"Yurtta barış, cihanda barış."
Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK
Dünya Klasiklerinde
Okunması Gereken (4 Kitap)
1) Hacı Murat / Lev Nikolayeviç Tolstoy :
Tolstoy’un büyüklüğü yazı dünyasının genişliği ile de ilgilidir.
Bu genişliğin içine Kafkas halkları da dâhildir ve Tolstoy olağanüstü bir gerçeklikle yaklaşır onlara.
Hacı Murat, sadece bir roman karakteri değil, Tolstoy edebiyatının akıcı damarlarının da bir sembolüdür. İşte, savaş stratejileri,
GÖKYÜZÜNÜN İSTEMEDİĞİ SİYAHTAN YANAYIM
İnsanın çocuğu ölünce karşısında,
Of, aman, of ...
Kelimeler hiç kekeler mi?
Zangır zangır perdeler,
Ruh göçüp gider,
Şu gözyaşlarının derecesi ne kadar sıcak?
Bir ilikten, kemikten,