Kültürel asimilasyon iyi midir, kötü mü?
Kültürel asimilasyon, göçmenlerin ve etnik azınlıkların kendilerini daha güvende hissetmelerine veya baskın kültür tarafından daha fazla kabul görmelerine yardımcı olsa da, bunun etkilerine ilişkin araştırmalar karışıktır. Örneğin, asimilasyonun göçmen ergenler üzerindeki etkileri üzerine 2011 yılında yapılan bir araştırma, yoksulluğun olmadığı bölgelerde yaşayanların eğitimsel başarılarının arttığını ve psikolojik refahlarının daha iyi olduğunu ortaya çıkardı. Ancak riskli davranışlarda da artış görüldü. Buna karşılık, bunun daha yoksul yerlerde yaşayan göçmen çocukları için olumsuz etki ettiğini de buldular.
Göçmen aileleri üzerinde yapılan farklı bir araştırma, yaşadıkları toplumda yabancı olan bir ada sahip kardeşlerin daha yüksek işsizlik oranlarıyla karşı karşıya kaldıklarını, daha az yıllar eğitim aldıklarını, daha az kazandıklarını ve yabancı doğumlu eşlerle evlenme olasılıklarının daha yüksek olduğunu ortaya çıkardı. Kültürel asimilasyonla ilgili mevcut tartışmalar ise göçmenlerin psikolojik refahına odaklanma eğilimindedir.
-Zuva Seven
verywellmind.com
Yürekte ki kaybetme acısının ağırlığı o kadar yoğun ki
Kalp teki aşkın hararetini baskın
Zaten hiç kazanmamışken , onu görünce yüreğin heyecanla uçuşurken kelebekler gibi
Şimdi Kalbinin dışlanmışlık hissi taşkın
Hem öyle taşkın ki
Yanardağ misali yüreğinden akmış kavrulmuş sadrın
Bu gönderiyi alıntılama sebebim.... çok komiksinizzz laaaaa gerçekten....
al sana kaynak
Günümüzde İslam dininin ilk olarak Türklere ne şekilde ve hangi şartlarda geldiği pek bilinmez, bilinmesi de istenmez. Ancak, bu topraklarda yaşayan bir çoğumuzun bilmediği, ya da bilmek istemediği bu tarih, aslında ders diye anlatılan o taraflı tarihi
Türkler için "sıradan" olan şey herhangi bir dine geçmektir. İslamlaşmanın bu bapta olağan dışı bir tarihselliği bulunmaz, sadece sonuçları diğerlerinden çok farklı olduğu için şu anda böyle bir çalışmada konuyu tartışıyoruz.
Madem öyle, Asrın Tok ve Diamond Tema tartışması hakkında ikisini de reddeden ve bir çırpıda söyleyebildiğimiz kısa bir değerlendirme yazalım.
Önce herkesin kabul edeceği şu zorunluğu belirtelim ve buna dayanarak ilerleyelim: Şeriatı tartışmak isteyenlerin, önce şeriatın kendisi her ne ve nasılsa onu öyle anlaması ve ancak bundan sonra
Elbette bir sürü faktör var ancak sağlığımızı olumlu ya da olumsuz etkileyen en temel şey genlerimiz, yani biyolojik kökenimizdir.
Beliri bir aşamadan sonra ne yeyip ne içtiğimiz, nasıl yaşadığımızın pek bir önemi kalmıyor. Sonuçta iş gelip gelip genlerimizdeki yatkınlık, yorgunluk gibi faktörlere dayanıyor. Tüm somatik ve psikolojik hastalıklarda (az veya çok olsa da) gözlenen bir durum bu. Elbette çevresel etkiler, sosyolojik, psikolojik etkiler, yaşam tarzı, aile vs birsürü etmen de birçok hastalığı tanımlamakta, onların tedavilerinde önemli bir yer almakta. Bunu sakın unutmayalım. Yine de en baskın özellik biyolojik kökenli nedenler. Dedelerimizin nenelerimizin ne yeyip ne içtikleri, nasıl yaşadıkları, nelere maruz kaldıkları gibi şeyler onların genlerinde, biyolojik kırılganlık yada yatkınlıklarında değişimlere neden oluyor. Bir kaç nesil boyunca devam eden travmalar bile var.
Haa bu demek değil ki sağlıklı yaşamayı boşverelim. Hem kendimiz, hem de gelecek nesildeki çocuklarımız için yapabileceğimiz en önemli şeydir sağlıklı yaşamak.
aveniasamtal.se/tj%C3%A4nster