Böyle alkole batmış akşamlar, sersem sabahlar; gittikçe tuzak, sevdikçe ihanet, sevdikçe batak!
Herkes kavramış da ötekini çaresiz- liğinden emeğinin tabutuna zar atıyorlar; sonra her gece alkolün esrik tadın- dan etin vahşi tadına sızıyorlar ve sokak çocukları her gece gökyüzüne eksik yatakların şarkısını söylüyorlar...
Yılmaz Odabaşı
İnsan özensizliğini kaybetmemeli
...
Önce çevrene karşı hoyratlaşırsın. Eskisi gibi derin ve anlamlı bağlar kuramazsın. Sonra işini gücünü baştan savma yapmaya başlarsın. Eğitimini de önemsemezsin artık. Sonra bir bakmışsın ki özensizlik yediğine, içtiğine, giyimine kuşamına bile sirayet etmiş. Sağlığına da dikkat etmeyi bırakırsın.
Özensizlik bir batak gibidir. İnsan bir süre sonra o eylemsizliğin, iddiasızlığın, ataletin konforuna kendini kaptırır ve orada boğulur...
.
Şehrindeyim...
Benzerini görsem bana bakmazken,
Boynunu kokusuyla öpüyorum
Zehirli bir lezzetle hatırlarken ellerini,
Gözlerini gözlerime nehirlerle döküyorum.
Şehrindeyim
Ama bu şehir bir batak
Sana doğru koşsam daha çabuk ölürüm,
Sana koşmayınca olmuyor yaşamak...
Kanal İstanbul godoşlara prim
Konya ovasına suyu vermezük
Rize'de Arap burjuvaya devrim
Konya ovasına suyu vermezük
**
İskanımız bol her türlü kaçağa
Her milletten pisliği saldık sokağa
Çok milyar dolar harcar bizim ağa
“Gün Işığı Soygunu''
Victoria döneminde insanlar gün ışığı kullandığı için vergi ödemek zorundalardı. Vergiler ağır gelince pencereler tuğla ile kapatıldı. Bu uygulama Hollanda da vardı. Hollanda genelde batak zemin üzerine kurulduğu için yapılarda, zemine çok yük binmesin diye pencere açıklıklarını fazla tutarlardı.
( duvardaki tuğla sayısını azaltarak ) Napolyon Hollanda’yı aldığında halk ne kadar gün ışığı vergisi ödeyeceğini sorunca Napolyon şaşırmış ve bu uygulamayı kaldırmıştır. Amsterdam vb. yerlerdeki karakteristik cepheler, bataklık zemine yük binmesin diye şekillenmiştir.
Sahura kadar batak, iftara kadar yatak sezonu açılmıştır .
Hayırlı ramazanlar.