KISSALARIN DİLİ...
BİLİNÇALTININ DİLİNİ KONUŞUR; MECAZ ve HİSLERİN, HAYAL GÜCÜ VE İYİLEŞTİRMENİN DİLİDİR KISSALAR....
Hiperosmi: Üstün koku alma yeteneği. Bazı insanlar koku alma duyularının çok hassas olduğunu iddia ederler. Başkalarından daha hassas bir buruna sahip olduğu iddiasının somut bir kanıtla desteklenmesi pek kolay değildir. Ancak koku konusunda dâhi birçok kurgu kahraman tanıyoruz. Örneğin Patrick Süskind’in olay yaratan Koku adlı romanının
Reklam
Freud
Bilinçaltının gücü tüm ruhumuzda yatan neyse iyi ya da kötü bize gelecektir. Ya da tam tersi bir kişinin içinde bulunduğu durum aslında onun en derin arzularının sonucudur.
Freud
"Bilinçaltının gücü , tüm ruhumuzda yatan neyse , iyi ya da kötü ,bize gelecektir .. Ya da tam tersi ; bir kişinin içinde bulunduğu durum ,aslında onun en derin arzularının sonucudur .."
Bilinçaltının gücü En derinlerinde gerçekten istediğimiz şey bize gelecektir, öyle ya da böyle. Ya da tam tersi. İnsanın dönüştüğü şeyin, aslında en derinlerindeki arzusu olduğunu söyleyebiliriz. Freud
1950’li yıllarda İskoçya’ya yük taşımak için Reefer tipi bir gemi yanaşır. Demir attığı limanda yükünü aldıktan sonra, gemide çalışan denizcilerden biri acaba unuttuğumuz bir yük kaldı mı diye bakmak için soğuk hava deposuna girer. Onun içerde olduğunu fark etmeyen başka bir denizci ise, kapıyı dışardan kapatır. Soğuk hava deposunda mahsur kalan denizci, var gücüyle bağırır, çelik duvarları yumruklar, ama kimseye duyuramaz sesini. Çakısıyla içerden açmaya çalışır kapıyı, lakin mümkün değildir. Gemi hareket eder ve denizciyi unuturlar. Mahsur kalan denizci, depoda açlıktan ölmeyecek kadar yiyecek bulur. Ama deponun dondurucu soğuğuna fazla dayanamayacağını anlamıştır. Kapıyı açamayan çakısıyla, çelik duvarlara kendisini bekleyen ölüm sürecini yazmaya, daha doğrusu kazımaya başlar. Günbegün, adeta bilimsel bir titizlikle soğuğun vücudunu nasıl uyuşturduğunu sonra yavaş yavaş öldürücü etkilerini, el ve ayaklarının nasıl duyarsızlaştığını, donan burnunu ve buz gibi havanın verdiği acıyı anlatır. 3 gün sonra soğuk hava kapısını açan başka bir denizci, zavallı adamın cesediyle karşılaşır. Duvarlara kazıdığı acılı sonunu okur ve.. kendisi de hayretten dona kalır. Çünkü soğuk hava deposunun derecesi 19’dur. Çünkü soğutma sistemi zaten çalıştırılmamış olup, kendi haline bırakılan deponun sıcaklığı normal bir dereceye yükselmiştir. Yani biçare denizci donarak ölmemiş, donduğunu sandığı için ölmüştür. Bu hikaye bilinçaltını doğru kullanırsak ne kadar güçlü olduğunu, yanlış kullanırsak da bizi ölüme dahi götürebileceğini göstermiştir.
Reklam
183 öğeden 151 ile 160 arasındakiler gösteriliyor.